29 Şubat 2012 Çarşamba

Auction Bridge

                                                                                                     fineARTamerica
Onu kıran insana
Sunuyor kokusunu
Çiçekli erik dalı.
CHIYO-NI
“aymavisi’nden”
****
ZARF
Bu mektubu senin kalbine yolluyorum,
El yazısıyla değil, kül yazısıyla
Yazıyorum ilk defa güzel adını.
Kardeşim, benim külkardeşim,
Ancak bir rüzgar postası taşır bu zarfı.
Bu uzun havalarda, bu yanık havalarda
Hafiftin, zarfın üstündeki pul gibi uçucu,
Şimdi öyle ağır ki külün,
Temmuz yandı, şiir yandı, dil yandı,
Külün daha uzun sürecek hayatından,
Mektup yanar, zarf yanar, pul yanar bundan...
Haydar Ergülen
****
TÜRKÇE 
Türkçeyi yadsıyan Türkiye'yi de yadsır.
Hiçbir şey, uzun süre yurt dışında  yaşadıktan sonra İstanbul havaalanında bindiğiniz taksinin şoförü ile  kendi dilinizle konuşmak kadar güzel değildir. Diller herkesi kardeş yapar. Onun için Azerbaycanlı bir şairin 'Anam dilim' demesi aklımdan çıkmaz. Bu duyarlığı kaybetmiş olanların   anlamamaları doğaldır.  Bu, çocuğunu Amerika'da doğurmak isteyen sonradan görmelerin tavrı gibi bir sosyo -psikolojik  bozulmadır. 
Türkçe, büyük Avrupa dillerinden önce gelişmiştir. Türkçenin dinsel içerikli olmayan yazılı edebiyatı Orhun Anıtları ile başlar. 1071'de Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'i  ile karşılaştırılabilecek  İngiliz, Alman, Fransız, İspanyol, Rus yapıtı yoktur.
Doğan Kuban - Cumhuriyet Bilim Teknik 12.06. 2009
****
AUCTION BRİDGE
Briç oyununun tarihinde bir aşamadır. 1890’lı yıllarda gelişmiş, konuşmalara artırma kuralını getirmiş, böylece rakip de deklarasyona başlamıştır. Dolayısıyla sayıların yazılması kuralları değişmiş, konuşulan kontrata göre oyunun çıkması ya da batması gündeme gelmiştir. Bu sayı sisteminde kazanılan ellerin sayısının tamamı çizginin altına zon için yazılırdı. Kazanılan el değerleri Sanzatu için 10, pik için 9, Kör için 8, Karo için 7, Trefl için 6 idi. Zon yapmak için 30 sayı gerekiyordu. “sekansbric”

28 Şubat 2012 Salı

Türkiye Masterpoint Sıralaması

En nihayetinde bir insanın ötekinden beklediği sadece kendisini onaylamasıdır.
Milena Jesenska
*****
Joan Baez ~ Donna, Donna
*****
OLDUĞUN GİBİ GEL
Olduğun gibi gel! Daha da güzelleşmek için uğraşma!
Saçının örgüleri çözülmüşse,
Ayrımı düzgün değilse,
Korsenin kurdeleleri iyice bağlanmamışsa, aldırma!
Olduğun gibi gel! Daha da güzelleşmek için uğraşma!
*
Çimenlerin üzerinden koşar adımlarla gel!
Dudağının boyası çiğ taneleriyle silinmişse,
Ayaklarında halhalların gevşemişse,
Kolyenin incileri koparak yere düştüyse, aldırma!
Çimenlerin üzerinden koşar adımlarla gel!
*
Gökyüzünü kara bulutlar kapladı, görmüyor musun?
Irmağın karşı kıyısından turnalar havalandı ve
anında, rüzgar gibi, arka arkaya
Geniş fundalıklar üzerinden geçip gidiyorlar,
Ürkmüş koyun sürüleri ağıllarına koşuyor,
Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor, görmüyor musun?
*
Aynanın önündeki feneri yakma boşuna,
Alev yine titreyecek ve rüzgar onu yine söndürecek.
Gözlerin sürmesiz olsun, ne farkeder?
Gözlerin gökyüzündeki bulutlardan daha siyah, bilmiyor musun?
Aynanın önündeki feneri yakma boşuna.
*
Olduğun gibi gel! Daha da güzelleşmek için uğraşma!
Çiçeklerden tacını örememişsen, ne önemi var?
Bileziğinin kopçası kapanmıyorsa, bırak kalsın.
Gökyüzü bulutlarla kaplandı.. Vakit geç oldu,
Olduğun gibi gel! Daha da güzelleşmek için uğraşma!
Rabindranath Tagore    1861 - 1941 İtalyancadan çeviren: Hale Oyal
****
TÜRKİYE MASTERPOINT SIRALAMASI

http://masterpoint.tbricfed.org.tr/index.php?fn=genel_klasman

27 Şubat 2012 Pazartesi

Üç Sanzatu Açışı (Gambling 3NT)

Blowing in the wind
*****
Evrendeki her şey olasılık ve gereklilik ürünüdür.
Demokritos
*****
KISACA
Bütün kabahat bende
Size yalan söyledim
Ayçiçeğini sevdiğim doğru değil
Karanfil deseniz tahammül edemem
Bir yüreğimiz var insanca konuşur
Bari çekip gidebilsem
Ercüment Uçarı

*****
ÜÇ SANZATU  AÇIŞI  VE  GELİŞMELER
Üç sanzatu açışları (Gambling, kumar); dengeli ve güçlü bir el tarifi için kullanılmıyor. Kapalı 7 veya 8 kart minör renge dayalı, saldırı gücü olan, nerede ise savunma için hiçbir varlık göstermeyen eller için kullanılıyor.
3 NT açışlarında, aşağıda açıklanan  özellikler, zorunludur:
     1- Tam kapalı 7 veya 8 kart minör,
     2- 4 lü majör yok,
     3- 2 AS yok,
     4- Yanda rua yok,
     5- Şigan yok,
     6- Yanda en çok bir dam olabilir.   
 Örnek:
♠ XX                                                          ♠ XXX
DX                                                         ♥ XX
X                                                            ARDVXXX
♣ ARDVXXXX                                          ♣ X
Bu iki el de, ideal 3 NT açış elleridir.
Üç sanzatu açan açıcı; cevapçının yönlendirmeleri doğrultu sunda tekrar deklare verebilir. Bunun dışında tekrar deklare veremez. O elin bütün sorumluluğu cevapçıya aittir. Örneklerle deklareleri ve gelişmeleri inceleyelim.
♠ XX…………………. ♠ AXX                       3NT…………4D(1)
DX…………………. ARX                       4S (2)……..…4NT(3)
X……………………. AXXXX                  5D(4)………..5H(5)
♣ ARDVXXXX……… ♣ XX                         5NT(6)……... 7NT
  
   4D(1)……= Kapalı minörün uzunlık sorusu. (4 CL iddiasız
                         ve trefl rengine 4 seviyesinde oynamak isteyen
                         bir el olacağından, forsing konuşma ancak 4 D
                        ile yapılabiliyor. Yine cevapçı 5 minör oynamak   
                        istese 5 C der. Açıcı deklareye pas der ya da 5 karo
                       ya düzeltir.
4S (2)…….= Trefl sayısının 8 kart olduğunu söylüyor. 7 kart
                        olsa, bir üstü ile, yani 4 H diyecekti.
4NT(3)……=  Yanda dam var mı sorusu. Cevapçı, şu anda 12 lö-
                         veyi gördü. Açıcıda rua olamaz. Açıcıda olacak
                        bir dam, eli ile örtüşür ise 13 löve yapabilir. Şimdi
                        bu arayış yapılıyor.
5D(4)……...= Yanda dam var. Yanda dam olmasa 5 C diyecekti.
5H(5)……..=  Yandaki dam hangisi
5NT(6)……=  Kör dam var…………….  5 S (pik damı)
                                                                      5NT(kör damı)
                                                                      6C(diğer minör)
       Dam kör işe yarıyor ve artık 13 löve açığa çıkıyor.

♠ XX……………… .♠ AXXX                 3NT…………  4D(1)
X………………… ARX                    4S(2)……….....4NT(3)
ARDVXXXX……. XX                      5D(4)…………5H(5)
♣ DX……………….♣ AXXX                 6C(6)………....6NT
                                                               PAS
3 NT ile kapalı minör açışına; cevapçı 4 D ile uzunluk sorusu soruyor. Cevapçının 4 temiz lövesi vardır ve açıcı 8 kartla 3 NT açışı yaptı ise, daha anlatımların başında en az 12 löve yani şlem eline sahip olduğunu görecek. Deklareler, soru-cevap şeklinde geçiyor ve cevaplar ard arda olacak şekilde anlam buluyor. Uzunluk sorusuna, açıcıda 7 kart olsa, 4 kör diyecekti. 4 SP, 4D uzunluk sorusuna bir kademe atlandığı için 8 kart anlamı taşıyor.
Uzunluk 8 tane olunca Grand şilem umudu doğuyor. Deklarelerin bir üstü ile yani 4 NT ile cevapçı yanda dam soruyor. 5 CL, yanda dam yok anlamı taşıyacaktı. 5 kör ile hangi damın olduğu soruluyor. Gelen cevap memnun edici değil. Dam trefl, löve kazandıramıyor. Açıcıda kör dam olsa, 5 NT diyecekti ve 13 löve yani grand şilem sanzatu garanti olacaktı.
*
3 NT açışlarında; kaptan cevapçıdır. Açıcının eli ana hatları ile belli olduğundan, kendi durumlarını ve rakiplerdeki gücü, olası kontratlarını tahmin ediyor.
Cevapçı ; güçlü el kendisinde ise, yukarıda anlatıldığı gibi, gerekli soruşturmaları yaparak en uygun kontratı muhakkak yakalıyor. Eğer; güç ve oyun şansı rakiplerde ise baraj mı yapacağına, yoksa rakipleri oynatmanın (kontrsuz ya da kontrlu) kendileri için daha uygun olacağına karar verebiliyor.
*
 Dilimizde, kumarbaz 3 sanzatusu diye de adlandırılan bu açışlarda, defansta iseniz çok dikkatli hareket etmek zorundasınız. Yanlış bir çıkışta, 3 NT açanın hemen 9 löveyi aldığını görürsünüz. 3NT……PAS……PAS……PAS şeklinde geçmiş deklarede,
defansa nasıl başlanacağını kestirmek çok zor olabilir. Prensip olarak; defansa başlamada tereddütler varsa, en doğru çıkış As çekerek başlamaktır. Asa apel oynanıyorsa, yer açıldığında As çekilen renk, yerde durdurucu ile karşılaşırsa; cevapçı büyük-küçük vererek preferans (diğer 2 renkten hangisine ilgi duyduğunu anlatmak için) apel gösterir ve defans bu doğrultuda devam eder.
3 NT açanın ortağı; 4 C veya 5 C derse, açandan pas ya da karo rengine düzeltilmesi isteniyor demektir. Yine 3 NT açanın ortağı bağımsız bir renk deklare ederse (4 kör, 4 pik, 5 karo gibi)  açıcı pas geçmek zorundadır.
“Yusuf Ziya Serifoglu”

25 Şubat 2012 Cumartesi

Sevgi Üzerine

                                                                                                             corbis
Bütün mutsuz olanlar, yalnız kendi mutlulukları  peşinde koşanlardır.
Bütün mutlu olanlar ise başkalarının mutlu olması için çalışanlardır.
"budizm"
**
SAF SABIR
Ben, birlikte kıyıya sürüklediğimiz kayıktan
saflığımı ve sabrımı aldım tek
kalanları kumsala göm sen de
yaz boyunca
nasılsa her keder eksilir
kendini doldurarak

sardunyalarla konuşarak çoğalttım
aramızdaki ayrılığı
sayarak çoğalttığım günleri tamamladım
kirpiklerimin arasına çektiğim tülde
yağmur durdu ve şimdi kış bitiyor
oysa kimse yokmuş dışarda
içim dışıma vuruyor

sardunyalara su vermekle unutamadığımız
şeymiş aşk:
alnından bir günaydın gibi düşürdüğüm sabah,
sağ yanımda unuttuğun keder.
Birhan Keskin
**
SEVGİ ÜZERİNE
 "Bir kimseyi sevmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Bir ağacı, bir kuşu sevebilir misiniz? Size hiçbir karşılık vermese, arkanızdan gelmese, gölgesinden yararlanmasanız bile sevebilir misiniz?

Çoğumuz böyle bir sevgiye kapalıyız, bu biçimde sevemeyiz; çünkü sevgi bizim için kaygıyla, kıskançlıkla, korkuyla çevrelenmiştir.

Sevgi bir tepki değildir. Eğer, "Siz beni severseniz, ben de sizi severim" diyorsanız bunun adı ticarettir, alışveriştir. Sevmek karşılık beklememektir."
Jiddu Krishnamurti  (sirince.net)

24 Şubat 2012 Cuma

Dostluk


Competitif Bidding:
Yarışma konuşması, iki takımın da konuşmalara katıldığı durum.
Carding:
Oynanan renge uyulmadığında, ortağa mesaj vermek için kart verme şekli.
Count Signal:
Ortağın uzun rengine kart verirken sayı belirtmek.
Cover Card:
Aslar ve Rualar.
Gerber Konvansiyonu:
1 SA ve 2SA açışlarina as soran 4trefl deklarasyonu.
Duplicate Briç:
Ayni elin birden fazla masada oynandığı briç türünün genel adı.
Dördüncü Renk Forsingi:
Cevapçının 2. turda deklare edilmemiş olan tek rengi okuması artifisyel ve forsingtir.
Control Cue-Bid:
Bir renkte anlaştıktan sonra söylenen yeni renkler as, rua, tek veya sikan göstermek içindir. ‘politikbric’
****
AYDINLIK NEYİN OLUYOR?

Aydınlık neyin oluyor senin,
Gökyüzü akraban filan mı?
Beni bulur bulmaz gözlerin,
Şimşek çakıyorum, yalan mı?
Yüzünde yalazını gezdirdiğin,
Saçlarından tutuşmuş orman mı?
Akla ziyan bir şey elektriğin.
*
Ayışığı mavisi dudaklarından mı,
O ışık zenginliği mi giyindiğin?
Uzay tozları mı, yıldızlardan mı?
Elime dokunduğu an elin,
Güneşler açıyorum, sahi ondan mı?
Aydınlık neyin oluyor senin?
Attila İlhan
****
DOSTLUK
Dostluk konusunda hep şu noktayı göz önünde tutmalı diye düşünürüm: Acaba dostluğu arttıran neden güçsüzlük veya ihtiyaç mıdır? Acaba karşılıklı yardımlaşmaya girişirken insanların amacı tek başlarına pek başaramayacakları şeyi bir başkasının yardımıyla elde etmek midir? Yoksa bu yardımlaşma dostluğun özelliğidir de, dostluğun daha derin, daha asil, sırf doğanın yarattığı başka bir neden mi vardır?
*
Dostluğa adını veren sevgi, insanların yakınlık duygularıyla birbirine bağlanmasında başlıca nedendir. Çünkü çıkarlar çok kez kendine dost süsü veren ve durum gerektirdiği için saygı, ilgi gösteren insanlardan bile elde edilebilir. Oysa dostlukta hiçbir şey yalan ve yapmacık değildir, her şey gerçektir ve içten gelir. Bu yüzden, dostluğu ihtiyaç değil, doğa yaratır. Dostluğun doğuşunda, ondan ne çıkarlar elde edileceği düşüncesinden çok, ruhların sevgi ve bağlanması var...
*
Birçokları kendilerinin yapamayacakları şeyleri dostlarında aramakla hataya düşüyorlar. Dostlarına vermedikleri şeyleri onlardan istiyorlar. Halbuki önce iyi insan olmak, sonra kendine benzeyeni aramak doğru olur. Sürekli bir dostluk, yakınlık duygularıyla birbirine bağlanmış insanlar arasında kurulur. İhtiraslarını yenen, doğruluk ve adaleti seven, birbirlerinden doğru olmayan şeyleri istemeyen, birbirlerine saygı gösteren insanlar arasında yakın dostluk kurulur. Dostluktan saygıyı kaldıran onun en büyük süsünü kaldırmış olur. Bunu sananlar, tehlikeli şekilde yanılırlar.
*
Doğa, dostluğu erdemin yardımcısı olsun diye vermiştir, hataların yardakçısı olsun diye değil. Bütün bunlar var olunca, hayat mutluluk doludur.
Cicero ‘Edebiyatogretmeni.net’ Kısaltılmıştır.

Oyunun Başlaması Yasa 41

Önünden gelen mızraktan korunmak kolaydır ama arkandan atılan mızraktan korunamazsın.
Çin sözü
***
DOĞAÇLAMA

Rüzgâr:
Niçin çalarsın
bu uzun güzel adagio’yu,
bu kadim parçayı,

bu gece?
Bitmez mi hiç?
Ya da başlangıç mı bu,
aradığın bir prelüd mü?

Mırıldadığın bir öykü mü?
Dün, dün ...
Daha fazla yok mu bize?

Rüzgâr:
Çalmayı sürdür.
Ne umut var
ne de isyan
sende.

Alfred Kreymborg (1883-1966, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
**
YASA 41 - OYUNUN BAŞLAMASI
A.         Kapalı Atak
Bir deklare, kontr veya sürkontru sıralı üç pas takip ettikten sonra, dekleran olması gereken oyuncunun solundaki defans oyuncusu kapalı olarak atak eder Kapalı atak sadece usulsüzlükten sonra hakemin talimatı üzerine geri alınabilir (bkz. Yasa 47E2); geri alınan kart defans oyuncusunun eline geri konmak zorundadır.
B.        Artırımın Tekrar Edilmesi Ve Sorular
Atak kartı açılmadan önce, atak eden oyuncunun ortağı ve dekleran olması gereken oyuncu (ancak yer olması gereken oyuncu değil) artırımın tekrar edilmesini isteyebilir veya bir rakibinin konuşmasının açıklanmasını talep edebilir (bkz. Yasa 20F2 ve 20F3). Dekleran veya her bir defans oyuncusu, bir kart oynama sırası ilk kendilerine geldiğinde, artırımın tekrar edilmesini isteyebilir; bu hak oyuncu bir kart oynadığında sonra erer. Defans oyuncuları (Yasa 16’ya tabi olarak) ve dekleran, her biri oynama sırası kendisinde iken oyun süreci boyunca açıklama talep etme haklarını korurlar.
C.        Atağın Gösterilmesi
Açıklama Evresini takiben, atağın yüzü çevrilir, oyun süreci geri dönülmez bir şekilde başlar ve yerin eli açılır (sırasız yüzü açık bir atak varsa Yasa 54A). Konuşmaların tekrarlatılmasının zamanı geçtikten sonra (bkz. yukarıda B), dekleran veya her bir defans oyuncusu, oynama sırası kendisinde14 iken, kontratın ne olduğunun ve kontr veya sürkontr atılıp atılmadığının kendisine bildirilmesi hakkına sahiptir ancak bu oyuncu, kontr veya sürkontru kimin attığını soramaz.
D.        Yerin Eli
Atak gösterildikten sonra, yer elini, renklere göre ayrılmış, kartlar derecelerine göre sıralanmış, en küçük kart deklerana yakın olacak şekilde uzunlamasına dekleranı işaret eden kolonlar halinde, kozlar yerin sağına gelecek biçimde masanın üzerine kendi önüne yayar. Dekleran hem kendi hem de yerin elini oynar.
 “WBF”

23 Şubat 2012 Perşembe

Briçte On Beş Kelime Vardır

Aşıklar ve sarhoşlar sır tutamaz.
Mark Twain

****
KANADA’DAN KAR GÜNLÜĞÜ
Aysu Bilgiç
12 Ağustos: Kanada'daki yeni evime taşındım. Çok mutluyum. Burası harika. Dağların karlarla kaplı halini görmek için sabırsızlanıyorum.
14 Ekim: Kanada dünyanın en güzel yeri. Yapraklar kırmızı ve turuncuya dönmeye başladı. Dün birkaç geyik gördüm. Bu güzel hayvanları öldürmeyi nasıl düşünürler anlamıyorum. Burası cennet olmalı.
11 Kasım: Umarım yakında kar yağışı başlar. Burayı çok seviyorum.
2 Aralık: Dün gece kar yağdı. Tıpkı kartpostallardaki gibi. Kartopu oynadık.
12 Aralık: Dün gece biraz daha kar yağdı. Kar makinesi ile garajın önündeki karları temizledik. Burayı seviyorum.
19 Aralık: Kar temizlemekten yoruldum. İşe gitmek için dışarı çıkamıyorum.
22 Aralık: Bu beyaz pislikten dün biraz daha yağdı. Yollardaki lanet buzları eritmek için neden daha fazla tuz kullanmadıklarını anlamıyorum.
28 Aralık: Kuş beyinli spiker yanılmış. Seksen üç santimetre daha yağdı. Bu gidişle karlar yazdan önce erimez.
4 Ocak: Sonunda markete gidebildim. Dönüşte lanet geyiklerden biri yola atladı, arabamda üç bin dolarlık hasar var. Bu hayvanların hepsini gebertmeli.
10 Mayıs: Florida' ya taşındım.
****
BRİÇTE ON BEŞ KELİME VARDIR
Briçte  kullandığımız sözcükler yani deklareler aynen yaşamdaki sözcükler kadar önemlidir. Yaşamda duygularımızı, düşündüklerimizi ifade etmek için binlerce sözcük kullanırız. 

Briçte ise toplam 15 kelime vardır. Birle yedi arasında yedi adet rakam, pik, kör, karo, trefl ve sanzatu etti mi 12. Kontr ve sür kontr etti mi 14, bir de pas eder 15. Bu on beş sözcükle elimizle ilgili binlerce bilgiyi ortağımıza aktarabilmektir briç. Yaşamımızda kullandığımız yanlış sözcükler nasıl yakınlarımızı, çevremizi etkiler kimi zaman onları bizden uzaklaştırır, kimi zaman da canımızı yakıp yaşamla ilgili sıkıntılara, dertlere, mutsuzluklara yol açarsa, briçte de kullandığımız yanlış sözcükler bizleri yanlış yerlere götürür, batarız.

Briçteki doğru sözcükler elimizi doğru tarif etmeye ortağımızın bizi anlamasına ve birlikte mutlu olacağımız doğru yere ulaşmamızı sağlarken yaşamda kullanacağımız doğru sözcükler de yaşamı mutlu kılmanın temelidir.
11 Ekim 2009 Faik Falay, Cumhuriyet

21 Şubat 2012 Salı

Partnerlik

PARTNERLİK
Eş seçmek kitap seçmeye benzer.
İyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir.
İçeriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.
Konfüçyüs
*****
KNUT HAMSUN  
Zülfü Livaneli

Yaratıcı insanların sol düşünce çevresinde buluşmalarını anlamak pek zor değil. Çünkü kültür, eşitlik ve dayanışma gibi pek çok özelliği kucaklayan ideal bir insanlık ideolojisi olarak ortaya çıkan sol, bütün dünyada heyecanla karşılandı. Bir entelektüelin bu heyecandan payını almaması ender rastlanan bir durumdu.

Faşizme gönül veren entelektüelleri anlamak gerçekten çok zor. Mesela Knut Hamsun gibi büyük bir romancı, nasıl oldu da ülkesi Norveç'i işgal eden Nazilere sempati besleyebildi? İtalyan şair d'Annunzio nasıl hiç sıkılmadan insan kasabı Mussolini'yi öven şiirler yazabildi? Ya Ezra Pound? O harika yazar, Louis-Ferdinand Celine? Anlamak kolay değil; çünkü faşizm daha başlangıçta insanları birbirine kırdıran, millet üstünlüğü fikrine dayalı bir ideolojiydi. Onda bir entelektüelin rüyalarını süsleyecek hiçbir insani motif yoktu.

Norveç kurtulunca, halk kendilerine ihanet eden Knut Hamsun'a hiçbir şey söylemedi. Ne bir protesto, ne bir yazı, ne saldırı.. Ama bir gün evinin önüne bir genç kız gelip Hamsun'un kitaplarını bıraktı, biraz sonra yaşlı bir adam geldi ve o da kitapları bıraktı. Derken insanlar ellerindeki Knut Hamsun kitaplarıyla akın akın gelmeye başladılar. Hamsun bütün bunları penceresinden izliyordu. Halk çıt çıkarmadan, en ufak bir tepki göstermeden sakince kitapları bırakıyordu. Birinci günün sonunda kitaplar koskoca bir yığın ediyordu artık. Ertesi gün aynı durum devam etti. Kitap yığını büyüdükçe halkına ihanet etmiş olan yazar küçüldü ve ölümü böyle oldu.
*****
KAPALI GÖZLERLE
Kapalı gözlerle
Sen aydınlanırsın içeriden
Sen kör bir taşsın

Geceler geceler boyu yontarım seni
Kapalı gözlerle
Sen açık - sözlü taşsın

Biz ikimiz çoğaldık
Yalnızca tanıyarak birbirimizi
Kapalı gözlerle
Octavia Paz
*****
EVLİ İKİ BRİÇ MERAKLISI         
Evli iki briç meraklısı konuşmaktadır.
Biri :
- Briçe gitmiyor musun?
- Ne diye gideyim?..
Oynanan briç değil ki...
Direktörler kötü…
Oynanan oyunlar  kötü...
Saatlerce soğuk salonda bekle...
İçeride kavga gürültü...
Çıkışta araba bulamıyorsun...
Diğeri :
- Beni de tıpkı senin gibi karım bırakmıyor…
" uyarlama"

görsel. fineartamerica

20 Şubat 2012 Pazartesi

Mix Raise Mini İnverted

Her şey, hatta kendimiz de, çok düzgün  biçimde dengelenmiş, son derece güçlü bir şekilde etkileşen küçük tanecikli artı ve eksi parçalardan oluşmaktayız.
Richard Feynman 
( 1918 -1988, Amerikalı fizikçi. Kuantum elektrodevinimi nedeniyle Nobel Fizik ödülüne değer bulunmuştur.) 'aymavisi.org'
****
görsel: corbis
****
ÜÇ GENCİN KALBİ
Bir gemici tanırım
Kalbini bir limanda bırakmış
Ya kaybolursa?
Ağlar çocukluğundaki gibi
Kalbini almaya gidecek hâlâ
Bir oğlan tanırım
Derin yeşil gözlü
Gönlü güney denizlerinin dibi
Kalbi ise yerinde
Birine vermeye gidecek
Bir gemi arar durur
Bulutlardan.
Bir şair tanırım
Onunki içler acısı
Kalbini asla vermemiş
Çalmışlar
Kalbi eski bir efsanede saklı.
Ece Ayhan
**
MİX-RAİSE
 İnverted-minörün 12 puandan itibaren başladığını belirtmiştik. 6-9 puan aralığında ve 5 ve fazlası minörle ( 1CL….3CL  ya da  1 D…..3D ) şekli ile anlatılabildiğini de açıklamıştık. 9 ile 12 puan aralığında ve inverted-minör yaptığımız bütün özelliklere sahip (4 lü 5 li majör yok vs.gibi) ellerin anlatımını MİX- RAİSE ile yapıyoruz. Buna MİNİ İNVERTED MİNÖR de deniyor.
  
 1CL………………….2D (9-11 puan, 4 lü ve fazlası majör yok en az 5 kart trefl)
                                                
 1 D…………………..3CL (9-11 puan,aynı özellikler var. En az 5 kart karo)
                                                  
Bu tip ellerde çoğunlukla 3 NT hedefleniyor. Açıcının 3 seviyesinde yeni bir rengi; 3 NT oynama talebidir. Cevapçı bu rengi durduruyor ise 3 NT söyler. 
Örnek:   1D…….3CL (mix-raise)
1CL ……2D                              3H……3NT
2SP…….3NT              2SP ve 3H = cevapçı kesiyorsa 3 NT söyle.
“yusufziyaserifoglu”

19 Şubat 2012 Pazar

Korkmamayı Öğrenmek


Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle çalışan bir dünyada
kendin olarak kalabilmek,
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
E. E. Cummings
****
GÖKLERİN NAKIŞLI KUMAŞI BENDE OLSAYDI
Göklerin nakışlı kumaşı bende olsaydı,
Altın ve gümüş ışıkla dokunmuş,
Mavi ve uçuk renkli ve koyu renkli kumaşları
Gece ve ışığın ve yarım- ışığın,
Ayaklarının altına sererdim kumaşları:
Fakat ben, fakir olduğumdan, sadece rüyalarım var;
Rüyalarımı ayaklarının altına serdim,
Yavaşça bas ayaklarını çünkü rüyalarımın üzerinde yürüyorsun.
William Butler Yeats
Çeviren: Vehbi Taşar
****
KORKMAMAYI ÖĞRENMEK
Nelerden korkarsınız? Yılan ya da örümcekler kalbinizin daha hızlı çarpmasına neden olur mu? Ya da topluluk önünde bir konuşma yapmanız gerekse, avuç içleriniz nemlenmeye başlar mı? Tüm bu durumlar, pek çok insan için adrenalinin neden olduğu stres tepkisini tetikler.  İlginç olan şu ki bu korku davranımları, panik ataklarda da görülebileceği gibi görünürde bir tehlike ya da herhangi bir neden olmasa bile tetiklenebiliyor. 

Psikolog ve nörologlar, bu korku davranımıyla nasıl başa çıkılabileceği konusunda araştırmalarına devam ediyorlar. Korkulardan kurtulmak, korku veren anıları bellekten silmek gibi basit bir işlem değil. Bunun yerine fobik kişi, bu korkuyu tetikleyen anı ya da uyarıcıya sürekli olarak maruz kalarak korku tepkisini bastırmayı öğrenmeli. Boston Üniversitesi’nin Kaygı Bozuklukları Merkezi Yöneticisi David Barlow, bazı fobiler için böylesi bir maruz bırakma tedavisinin %90 oranında başarılı olduğunu söylüyor. 
Araştırmacılar, çoğu fobi ve diğer korku hastalıklarının bir şekilde koşullanılmış davranımlar olduğunu ileri sürüyorlar. Yaklaşık bir yüzyıl önce Rus fizyolog Ivan Pavlov’un klasik  koşullanma deneyi, hayvanların belli uyarıcılara belli fizyolojik yanıtlar vermeye koşullanabileceğini, bu sayede bu fizyolojik yanıtların öğretilebileceğini kanıtlamıştı. Bu çalışmadan yola çıkan Amerikalı psikolog Watson ise, “Küçük Albert ve Beyaz Sıçan” adıyla anılan ünlü deneyini tasarlamıştı. Deneyde, 11 aylık uysal bebek Albert’e ne zaman beyaz bir sıçan gösterilse, onu oldukça korkutup ağlamasına yol açan bir metal sesi de beraberinde eşlik etmişti. Bir süre sonra beyaz sıçana da ağlama tepkisi veren Albert, bu tepkisini pek çok beyaz ve tüylü nesneye genelleyerek tavşandan, köpekten, hatta ve hatta sakalları dolayısıyla Noel Baba’dan bile korkmaya başlamıştı. Albert’in bu davranımı pek çok psikologca “koşullanılmış korku davranımı” olarak adlandırıldı. 

Bugün, psikologlar etik nedenlerle küçük Albert gibi bebekleri kullanmıyorlar. Konu üzerinde yapılan deneyler kemirgenlerle yürütülüyor. Bulgular şöyle : Organizma, korku verici uyarıcıyla (metal sesi) özdeşleştirilen nesne ya da özellik (beyaz ve tüylü olma durumu)’ e bu korku verici uyaran olmadan düzenli olarak maruz bırakıldığında fobik tepki sönmeye uğruyor, ancak yeni bir çevrede, ya da stresli şartlarda tekrar geri geliyor. California Üniversitesi’nden Mark Barad bu durumu şöyle açıklıyor: “Sönme, baskılayıcı bir öğrenme paradigmasıdır; deneyimlenen ilk korkunun silinmesi değil.” 
Barad’ın üzerinde durduğu bir diğer önemli noktaysa, öğrenmenin zaman aralıklarına dağıtılarak gerçekleştirilmesi gerektiği. Bu gerçeklik, öğrencilerin sınav öncesi gece yaptığı yoğun bilgi yüklemesinin niçin işe yaramadığını destekliyor. Ancak Barad ve ekibi, yaptıkları bir çalışmada sürpriz sonuçlar almışlar. Deney, korku verici uyaranla (Küçük Albert örneğindeki metal sesi), başta nötr olan uyaran (örnekteki beyaz ve tüylü nesneler) arasındaki ilişkiyi sönmeye uğratarak tedaviyi mümkün kılma konusunda yapılmış. Fobik hastalar, korktukları uyaran verilmeden, başta nötr durdukları ve bu uyaranla beraber korkmaya koşullandıkları nesneye düzenli olarak kısa ama yoğun seanslarla maruz bırakılmışlar. Bu yolla tedavinin daha etkili olduğu görülmüş. Oysa ekip çalışmanın başında, öğrenmenin zamana yayılması gerektiğini düşünmüş. Aradaki ilişkinin sönmeye uğratılması aşamasında, maruz bırakma seanslarının zamana yayılıp uzun süreç içinde tamamlanmasının daha etkili olacağı sonucuna varmış. Ekip, klinik uygulamanın fobik hastalar üzerinde yapılan maruz bırakma tedavisi seanslarının birkaç saat içinde, yoğun biçimde kısa seanslarla tekrarlanması olduğunu açıklamış. 

Barad ve ekibinin bulgusunun niçin şaşırtıcı olduğu konusunda bir beyin fırtınası yaparsak, şöyle bir açıklama mümkün olabilir: Ekip, koşullanma yoluyla öğrenmeden bahsetmekte. Haliyle, ilkel bir öğrenme mekanizması söz konusu. Oysa sınava çalışırken, bilişsel düzenlemeler, yorumlar gerektiren üst seviye bir öğrenmeden bahsediyoruz. İşte ikisi arasındaki etkili yöntem farklılığı da, bu kritik ayrımdan kaynaklanıyor olabilir.
Çeviri: İnci Ayhan, Bilim ve Teknik Dergisi  Ekim-2005

18 Şubat 2012 Cumartesi

Müziğin Yararları

                                                                                       Saner Özdilek
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Franz Kafka
****
İZ     
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında.
*
izini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.
*
ne zamandı bilmiyorum.
yaşadıklarından sana
kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun
yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında
döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.
*
şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
geç meleğim, senin de şarkıların olsun
içindeki telleri titre
ten.
Birhan Keskin
*
BİRHAN KESKİN
* Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 10. Altın Portakal  Şiir Ödülü' nü "Ba" adlı kitabıyla kazandı.
* 22 Aralık 1963 yılında Kırklareli'nde doğdu. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi.
* İlk şiirini 1984 yılında yayınladı. Şairin ilk beş kitabı  2005 yılında Metis Yayınları tarafından "Kim Bağışlayacak Beni" adıyla tek ciltte toplandı.
****
MÜZİĞİN YARARLARI
Don Campbell tarafından yazılan 'The Mozart Effect' adlı kitap dünya çapındaki araştırmaların belirli müzik türlerinin yararlı etkileri üzerinde yoğunlaşmasını sağladı. Belirtilen yüzlerce yarardan bazıları şunlar:
• Testlerdeki başarıyı artırır.
• Öğrenme zamanını kısaltır.
• Hiperaktif çocukları ve kişileri sakinleştirir.
• Hataları azaltır.
• Yaratıcılığı artırır, ufku genişletir.
• Vücudun daha hızlı iyileşmesini sağlar.
• Daha verimli bir öğrenme süreci için beynin her iki yarısının da entegrasyonunu sağlar.
• IQ sonuçlarını 9 puan artırır (University of California, Irvine tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre) 1996'da Amerika'da kolejlere giriş sınavı yürütme kurulunca SAT sınavını alan öğrencilerin tümünü kapsayan bir araştırma yapıldı. Şarkı söyleyen ya da herhangi bir müzik aleti çalan öğrenciler testin sözel bölümünde 51 puan daha yüksek alırken matematikte ortalama 39 puan daha yüksek aldılar.

Ortaklık Anlaşmaları Yasa 40

                                                                      flickr
Hayalleriniz büyük olsun ki, hayal ettikçe siz de büyüyün. (James Allen)
**
UÇURUM, SU, KIRLANGIÇ
Alnın bir uçurum
önce gözlerimin
sonra dudaklarımın düştüğü
ve her seferinde
saçlarına takılıp kaldığı bir uçurum.
*
Serin bir su alnının kokusu
Bu çok sıcak şehirde
birdenbire önüne çıkan
yenileyen, dirilten
serin bir su.
*
Gözlerin
yükü ağır iki kırlangıç.
Bana doğru, kalbime doğru
uçan, uçan iki kırlangıç.
Kimi zaman değip geçen,
kimi zaman çarpıp kalan,
karanlık şeylerden aydınlıklar taşıyan,
sevinçle kederi,
aşkla çileyi,
bugünle yarını yansıtan
iki kırlangıç ...
Süreyya BERFE
**
YASA 40 - ORTAKLIK ANLAŞMALARI
A.         Oyuncuların Yöntemsel Uzlaşmaları
(a)       Bir ortaklık tarafından yöntem olarak kabul edilen ortaklık anlaşmalarına, açıkça tartışılarak veya örtülü şekilde ortak deneyim ya da oyuncuların farkındalıklarına dayalı olarak, ulaşılabilir.
(b)       Her ortaklık, ortaklık anlaşmalarını rakiplerine, onlara karşı oyun başlamadan önce ulaşılabilir kılmakla yükümlüdürler. Yetkili Federasyon bunun biçiminin nasıl olacağını belirler.
Bu tür anlaşmalardan ortağa ulaşan bilgi, o anki ele ait konuşma, oyun ve şartlardan ortaya çıkmak zorundadır. Her oyuncu, yasal artırımı ve görünen kartları - bu yasalardaki kısıtlamalara bağlı kalarak- dikkate alma hakkına sahiptir. Her oyuncu bu yasalar ile ayrıntılı olarak belirlenmiş izinli bilgiyi kullanma hakkına sahiptir (bkz. Yasa 73C)
Bir oyuncu, önceden bildirimde bulunmadan gizli ortaklık anlaşmasına dayalı olmamak koşuluyla herhangi bir konuşma veya oyunu yapabilir (bkz. Yasa 40C1).
B.        Özel Ortaklık Anlaşmaları
(a)       Yetkili Federasyon kendi takdiri ile bazı ortaklık anlaşmalarını “özel ortaklık anlaşması” olarak tanımlayabilir. Bir özel ortaklık anlaşması, Yetkili Federasyonun görüşüne göre, anlamı turnuvadaki kayda değer sayıdaki oyuncu için kolayca anlaşılamayabilecek veya tahmin edilemeyebilecek anlaşmadır.
(b)       İster açık, ister örtülü olsun ortaklar arası bir uzlaşma ortaklık anlaşmasıdır. Yetkili Federasyon aksine karar vermedikçe, bir konvansiyon, yapay anlamı olan herhangi bir konuşma gibi, diğer uzlaşma ve uygulamalarla birlikte özel ortaklık anlaşmalarını oluşturur.
(a)       Yetkili Federasyon herhangi bir özel ortaklık anlaşmasına izin verme, yasaklama veya şartlı izin verme hakkına hiç bir kısıtlama olmaksızın sahiptir. Yetkili Federasyon ortaklık anlaşmalarının ön açıklaması olarak detaylı ya da detaysız bir konvansiyon kartını şart koşabilir ve bunun kullanımını düzenleyebilir. Alert prosedürü yayınlayabilir ve/veya ortaklık anlaşmalarının açıklanması için başka yöntemler belirleyebilir. Bir konuşma veya oyunun ortaklığın hangi üyesi tarafından yapıldığına bağlı olarak anlamının değişmezliği genel prensibini değiştirebilir (bu tür bir düzenleme stil ve muhakemeyi değil sadece yöntemi kısıtlayabilir).
(b)       Yetkili Federasyon aksine karar almadıkça, bir oyuncu artırım süreci başladıktan oyun sona erene kadar kendi konvansiyon kartını inceleyemez, ancak kontrat sahibi taraf sadece Açıklama Evresinde kendi konvansiyon kartını inceleyebilir.
(c)       Yetkili Federasyon aksine karar almadıkça, bir oyuncu rakiplerin konvansiyon kartını aşağıdaki durumlarda inceleyebilir:
artırım başlamadan önce,
Açıklama Evresi içinde,
artırım ve oyun sürecinde, sadece konuşma veya oynama sırası kendisindeyken.
(d) Yetkili Federasyon yapay konuşmalarda psişik yapılmasını kısıtlayabilir.
Yetkili Federasyon artırım veya oyun sırasında bir soruya, soruya verilen bir cevaba veya bir usulsüzlüğe müteakip bir ortaklığın kendi anlaşmasını değiştirmeye yönelik önceden uzlaşmasını yasaklayabilir.
Bir tarafın, rakiplerinin bir konuşma veya oyunu bu yasaların gerektirdiği şekilde açıklamaktaki eksikliği nedeniyle zarara uğraması halinde ayarlı skor ile onarma yapılır.
Bir taraf rakiplerinin oynanan turnuvanın kurallarına aykırı özel bir ortaklık anlaşması kullanması nedeni ile zarara uğrarsa ayarlı skor atanmalıdır. Bu kurallara aykırılık yöntemsel cezaya tabi olabilir.
(a)       Bir oyuncu rakiplerin isteği üzerine ortağının konuşma veya oyunun anlamını açıklarken ortaklık uzlaşmaları ve ortaklık deneyimince kendisinde oluşan tüm özel bilgileri açıklamalıdır, ancak briç oyuncularınca genel olarak bilinen konularda kendi bilgi ve deneyimine bağlı çıkarımları açıklamak zorunda değildir.
(b)       Hakem, rakiplerinin seçimi için önemli bir bilginin açıklama sırasında verilmemesi ve bundan zarar görülmesi halinde skoru ayarlar.
C.        Sistemden Sapma ve Psişik Aksiyon
Bir oyuncunun kendi tarafınca önceden ilan edilmiş anlaşmasından sapması, ancak ortağının bu sapmadan haberi olması için rakiplerden daha fazla nedeninin olmadığı kesinse mümkün olabilir. Tekrar eden sapmalar örtülü anlaşmaya dönüşebilir, böylece ortaklığın yöntemlerinin bir parçası halini alır ve sistemlerin açıklamasını düzenleyen kurallara göre açıklanmak zorundadır. Hakem açıklanmamış bilginin rakiplere zarar verdiğine hükmederse skoru ayarlar ve yöntemsel ceza verebilir.
Yukarıdaki durum hariç hiç bir oyuncu sistemden saptığını rakiplerine açıklamak zorunda değildir.
(a)       Yetkili Federasyon izin vermedikçe bir oyuncu artırım ve oyun süreçlerinde hafıza, hesaplama veya teknik ile ilgili herhangi bir yardım aracına başvuramaz.
(b) Ortaklık anlaşmalarının açıklamasında tekrar eden ihlaller cezalandırılabilir.
“WBF”

17 Şubat 2012 Cuma

Kibir ve Gurur

                                                                                                                        flickr
Bilimin temelinde karmaşık matematiksel şekilcilik ya da 
ayinselleştirilmiş deneyselcilik yoktur. 
Bilimin özünü, 
gücünü, gerçekte neler olup bittiğini öğrenme isteğinden alan ısrarcı bir dürüstlük oluşturur.
Saul Paul Sırag
***
UÇURUM
Şiir uçurumdur
Ve çiçekten bir köprü
Geçer üstünden
Gerçeğin kıyısına uzanan
Düş kıyısından
*
Kimi ulaşır karşıya uçar gibi
Kimi ulaşamaz, düşer
Kimi boşlukta asılı kalır
Düşerken tutunabilirse
Bir kelimeye eğer
İsmail Uyaroğlu
***
KİBİR VE GURUR
İlk insanda var mıydı yoksa evrim sonucu mu oluştu bilmiyorum ama gözlemlerim, kibir ve gururun insan egosunu oluşturan en temel tuğlalardan ikisi olduğunu söylüyor. Bebeklerde görülmediğine göre sosyal yaşamın getirilerinden olmalı diye düşünüyorum. Hiç gururlu veya kibirli bir bebek gördünüz mü? Ama belli bir yaştan itibaren elbise gibi vücudumuza yapışır bunlar, kaç yaşından sonra oluşur, neden ortaya çıkar, sanırım psikoloji biliminin araştırma konuları.
*
Günümüzde bricin yaygınlaşmasındaki en temel etmenlerden biri turnuvalardır. Turnuva, kuralları daha önce belirlenmiş, herkesin aynı koşullarda değerlendirmeye girdiği, ortak bir cetvelle performanslarının ölçüldüğü ve sıralandığı yarışmalardır. Turnuvalarda yukarılarda derece almak herkesin amacıdır. 

*
Bazı turnuvalar kişiler arası performans farklarını ölçmek için yapılır. 
Örneğin bir milli takım için seçme turnuvası oyuncuların o sıralardaki form durumları ve performansları için bir ölçüm aracı olarak kullanılır. Geçmişte bir sürü başarıya imza atmış olabilirsiniz ama son dönemlerdeki performansınız hatta o günkü performansınız önemlidir.
*
Kibir ve gurur arasında çok önemli bir ayrışma var.  

Kibir, kendini başkalarıyla mukayese etmek ve ben ondan iyiyim demek iken, gurur kendini kendinle mukayese etmek ve ben, dünkü benden iyiyiyim demektir.
09 Nisan 2006  Faik Falay,  Cumhuriyet