15 Şubat 2011 Salı

Veli Beyin Kaygısı

ŞİİRSİZ BİR GÜN MÜ?

Şiirsiz bir gün.
Fakat bak şuraya:
Şeytan-çiçekleri,
taşlar arasındaki çimen,
yont-kuşu,
saçlarındaki rüzgâr
ve 1 Mayıs’ta
dünyanın harap edilmesine
ve savaşlara karşı
taşıdığın
kızıl bayrak.
Hayalci miyim?
Şiir hayallerin
devinimidir maddede,
seni ilgilendiren
görülmeyen bir şeyin
görünüşüdür,
iyi, doğru
olan an
doğallaştırılmış
fotoğrafsız
bir gülüş gibi.

Şiirsizlik / olduğu gibi bırakmaktır.

Erik Stinus (d. 1934, Danimarka) - Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
****                                                                                                                                                  
VELİ BEY İN KAYGISI
Cumhuriyetin ilk yılları, Afyon askeri bando mızıka şefi Veli bey Ankara’ya gelir.
O yıllarda bando görevlilerinin terfileri yalnızca yıllarla ölçülmeyip aynı zamanda mesleki düzeylerinin de kontrol edilmesi gerekmektedir. 

Cumhurbaşkanlığı bando mızıka şefi -  Veli beyin çok eski ahbabıdır- gerekli formaliteleri yerine getirdikten sonra Veli beyle yemeğe çıkarlar, rakı masasında dostuna ailesini ve çocuklarını sorar. Veli bey dertlidir, büyük oğlu üniversiteye girmiş, kariyerinde yükselme yolundadır ama küçük oğlu Orhan İstanbul’da sanatçı havasında bir gruba takılmış, üniversiteyi bırakmış, şiir yazmakla uğraşıyormuş. Afyon’daki tüm aile Orhan’ın bu tutkusunun bir meslek oluşturamayacağı nedeniyle üzüntülüymüş. Yıllar geçer Veli’nin oğlu Orhan Veli Kanık tüm Türkiye’nin tanıdığı bir şair olur, ismini edebiyat dünyasına altın harflerle kazır, ağabeysinin ismini bileniniz var mı bilemiyorum.
*
Bu öyküyü şunun için anlattım; yıllar önce Denizli’de briç üzerine bir konferans vermiştim. Sorular kısmında arkalarda oturan İsmail İyilikçi isminde bir arkadaş dedi ki: “Brici çok güzel anlattınız ama benim yangınımın nedeni briç. Oğlum tüm Denizli’nin iftihar ettiği bir çocuktu, çok zeki, kendisinden büyük gelecek beklediğimiz bir gençti, İstanbul’a okumaya gitti brice takıldı, okulunu bıraktı, biz aile olarak bricin gençlere zarar verdiğini düşünüyoruz. Şimdi ben yakın çevreme Rahmi iyi bir briççi oldu gurur duyuyorum mu diyeyim, yoksa Rahmi briççi oldu çok üzgünüz mü diyeyim bilemiyorum” Kendilerine oğulları Rahmi’yi çok iyi tanıdığımı bugüne kadar Türkiye’de yapılmayan yurtdışında hakemlik sertifikası almış tek kişi olduğunu ve kendisiyle tüm ailenin gurur duyması gerektiğini anlattım. Gençlerin briçe olan tutkuları nedeniyle pek çok ailede benzer kaygılar vardır. Ancak aileler kaygılanmasın briç tutkusu gençlere hayatla ilgili pek çok şey öğretecektir.
11  Mart  2007  Faik Falay, Cumhuriyet
görsel: flickr

Hiç yorum yok: