13 Ocak 2012 Cuma

Yaşam Pencerelerimiz


Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır.
S.Fobes
****
ÇOCUK İŞİ

Bütün sokakların tozu var ellerinde
İçin bir su birikintisi
Üstünde kağıttan bir kayık
Biz deriz ki savaşlar savaşları izliyor
Sen dersin ki kaydırak oynasaydık
*
Akşam iner günün son uçlarına
Sular bütün değişti
Çiçek açtı karanlık
Sen dersin ki gece de gündüzdendir

*
Sen dersin ki gök size
Masmavi bir umuttur
Uzar gider sonsuza
Ben gök nedir anlamam
Bildiğim
Gök olmasa uçamazdı uçurtma
Afşar Timuçin

****
YAŞAM PENCERELERİMİZ

Tanıyanlar brice ne kadar tutkulu olduğumu bilirler. Kızım ve oğlum briç bilmelerine rağmen bu oyun çok da ilgilerini çekmemiştir. Sanırım bunun nedeni yaşam pencerelerimizle ilgili. Çocukluktan itibaren yaşamla ilişkimize iç dünyamızda birtakım pencereler açarak kavuşuruz. Örneğin benim için briç, ailem, annem, babam, önemli birer pencereyken Cumhuriyet gazetesi yazıları da bir pencere oldu. Eğer sinema ya da müzik keyfiniz varsa o da bir penceredir sizin için. Günümüzün teknik imkanları gençliğe o kadar çok pencere olanağı sunuyor ki bu koşullarda bricin onlar için değerli bir pencere haline gelmesi oldukça zor. Tabii gençlikte bu pencerelerin bir değer ya da üretim yolu olması ve kendilerinin kişisel gelişmeleri için kullanılmaları gereği çok fark edilmez, onların pencerelerinin çoğu arkadaşlarıyla geyik yapabildikleri geçici pencerelerdir.
*
Yıllar geçip insanlar yaşlandıkça yaşam pencereleri birer birer kapanırlar. Bu nedenle sizi bunaltsa da yaşlı annenizi her gün aramanız beklenir, çünkü kadıncağızın televizyon dışında tek penceresi siz kalmışınızdır. Siz aramazsanız merak eder, başına ağrılar girer, tansiyonu yükselir ve size sitemler eder. Ne yapsın elinde kalan tek yaşam penceresi olması gerekenden çok daha fazla bir büyüklüğe ulaşmıştır artık. Yaşam pencerelerimizin gereksiz bir büyüklüğe ulaşması yaşamımızda daima sorun olur. Yaşam penceresi, yalnız erkeği ve çocuğu olan çalışmayan ev kadınlarının, brice ayırdığımız zamana ne kadar kızdığını bir düşünün.
*
Briç penceresi hayatımızı olumsuz etkileyecek bir büyüklüğe eriştiyse o zaman bir durup düşünmemiz gerekir. Bu pencereyi, acaba başka pencerelerimizin bizden beklediği ve vermemiz gereken ilgi ve özenden kırparak mı büyütüyoruz ?
18 Haziran 2006, Faik Falay, Cumhuriyet

3 yorum:

nehiro dedi ki...

evet ondan zaten tüm kalemleri susturmak için çabalar.....

Murat Özhan dedi ki...

Felsefi göndermeleri olan çok nefis bir şiir. İlk kez okudum Afşar Timuçin'in bu şiirini ve kattım arşivime.

Şiir, her daim...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Sen, ben, biz; bütün kavgalarımız için esin kaynağı bir şiir...
izninle ben de arşivime alıyorum.

dostlukla