29 Mart 2012 Perşembe

Neşeli Bir Kulübe Kederli Bir Saraydan İyidir

                                                                                                     gettyimages
Gökten hiçbir zaman gül yağmaz.
Daha çok gül istiyorsak daha çok fidan dikmemiz gerekir.
George Eliot
**
YADSIMA
Bir güvercin gibi ak
o gizli kıyıda
susadık öğle üzeri:
ama tuzluydu sular.
Sarı kumların üstüne
adını yazdık onun,
ama bir rüzgar esti denizden
ve silindi yazılar.
Nasıl bir ruh, bir yürek,
nasıl bir istek ve tutkuyla
yaşadık; yanılmışız!
Değiştirdik öyle yaşamayı.
Yorgo Seferis
çeviri : Cevat Çapan
**
NEŞELİ BİR KULÜBE, KEDERLİ BİR SARAYDAN İYİDİR
Sokağımızın en keyifli adamı pazarda terlik satarak geçinen, bizimle akran iki çocuğu olan İbrahim amcaydı. Çocuklarla sokak arasında top oynar, tepede uçurtma uçururdu. Benim de ilk uçurtmamı o yapmıştı. Keyifliydi, tek katlı evinin önünde şarap içer, güzel şarkılar söylerdi. Karısı da, çocukları da mutluydu. Sonraki yıllarda çocukları da orta halli, mutlu insanlar olarak yaşadı.
*
Mahallemizde üç katlı, kırmızı, gösterişli, her köşesinde kocaman balkonları olan bir ev daha vardı. Zengindiler ama o kocaman evin kocaman balkonlarında hiç görünmezler, şarkı söylemezler, şarap içmezlerdi. İki erkek, bir kız, üç çocukları vardı. Bu güzel evin tadını çıkaramıyorlar, balkonlarında şarap içip İbrahim amca gibi şarkı söyleyemiyorlar diye düşünürdüm. Kendileri de, çocukları da mutsuzdu. Sonraki yıllarda çocukları da mutlu olamadı.
Yaşamın güzelliklerini görebilen keyifli bir terlikçi, keyifsiz bir tacirden daha iyi ve mutlu yaşayabilir. " Yeter ki kararmasın, sol memenin altındaki cevahir!"

2 yorum:

Arzu Sarıyer dedi ki...

"Yeter ki kararmasın..."o kadar direniyoruz ki o kadar Dostum, umarım tamamen karartmayız.Gül dikmeye devam...Teşekkürler.

gülsen VAROL dedi ki...

Canım ne zaman sıkılsa (ki genelde hep öyledir)senin sayfalarına giriyorum.. Tıpkı derse geç kalan bir çocuk ürkekliği ile.. yeni bir şeyler öğrenmeye hevesli.
Ve o cevahiri karartmamak için.