27 Nisan 2012 Cuma

Dans

                                                                         flickr
İnsanların bu kadar kötü olduğunu görmek beni şaşırtmıyor ama 
bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.
Goethe
****
SU
Kalbinden kalbime akan bir sesti
Akşam gölgesinde çağlayan o su…
Sesini en tatlı yerinde kesti
Bizi sonsuzluğa bağlayan o su.
*
O su, bir sır gibi mırıldanırdı;
Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı;
Bizi Leyla ile Mecnun sanırdı
Gamlı yolumuzda ağlayan o su…
*
Sessiz ruhumuzu o bestelerdi,
Bize “Unutalım dünyayı” derdi…
Bir aldı sonunda verdi bin derdi,
Bizi bizden fazla anlayan o su.
*
Şimdi ne akşam var, ne ses ne dere;
Yolumuz ayrıldı başka ellere;
Benzetti bizi bir kırık mermere
Ruha zehir gibi damlayan o su.
*
Kalbinden kalbime akan bir sesti
Akşam gölgesinde çağlıyan o su;
Sesini en tatlı yerinde kesti,
Bizi sonsuzluğa bağlayan o su.
Şükûfe Nihal Başar
****
İNSANIN TEMEL KAYGILARININ İFADESİ OLARAK DANS
İnsanoğlu, olayların önünü almak ve belli amacı gerçekleştirmek için genellikle taklit yolunu tutar. Tanrıları memnun etmek için yapılan büyü dansının hedefi, avcılara bol av hayvanı, savaşçılara düşmana karşı zafer, çiftçilere elverişli bir tarım dönemi sağlamayı güvence altına almaktır. Tören hemen her zaman topluca yapılır, dansçıların özel yeteneği daha sonra, sıra büyülü dansa geldiğinde gerekecektir. 
     
Av dansları bütün kıtalarda yaygındır ve çok değişiktir. Avcılar, hayvanları gözlemeyi öğrenirler. Hayvanların görüntü ve davranışlarını taklit ederek, post, boynuz ve kuyruklarını takarak avın başarısını güvence altına almaya çalışırlar. Avustralya'daki Aborjinlerin  kanguru, Orta Amerika yerlilerinin yaban hindisi, Kuzey Amerikalıların bizon dansları gibi.
     
Savaşçı topluluklar çatışmadan önce savaşçılarını yüreklendirmeye, isteklendirmeye, güven vermeye yönelik olarak savaş dansları yaparlar. Zaferden sonra da yiğitliklerini vurgulayan şükran dansı yaparlar. 
     
Tarım topluluklarında danslar, ürünlere bağlı olarak çoğalır ve çeşitlenir. Tohum ekme etkinlikleri, cinsel çağrışımlı danslara elverişlidir; insan ve tarım üretkenliklerini iç içe işleyerek toprağın verimliliğini arttırmayı amaçlar. (Asya'daki pirinç dansları, Amerika yerlilerinin yeşil mısır dansı, kuraklık halinde yağmur dansları, ateşe tapma dansları...)
Natalia Lecomte

1 yorum:

gülsen VAROL dedi ki...

Ne kadar zengin bir kültüre sahipsin sevgili Alizafer.. zaman zaman şaşırıyorum.. Bu, seni nim bile tanımamamdan kaynaklanabilir. Belki de benim görebildiğim, senin görmemizi istediğin suyun üstündeki buzdur!!
Acizane takdir ettiğim ve beni hiç ilgilendirmeyen bir konuyu işlediğin halde zevkle izlediğim bir/iki blog içindesin..
Çok uzun uzun geçmişe sürükledin beni.. Şüküfe Nihal, yeni açılan Bursa Kız Öğretmen Okulunda Müdürümüz Fatma Varış tarafından davet edilmiş ve kısa bir yarı yıl kadar edebiyat öğretmenimiz olmuştu.. Konuşan bir ruh gibiydi.. muhteşemdi.. Kalplerden kalplere akan bir sesti .
Teşekkürlerimle..