14 Nisan 2012 Cumartesi

Sanatın Amacı

                                                                                               gettyimages
Splinter Bid : Koz tutuşu gösteren ve diğer renkten tek veya yok olduğunu ifade etmek için yapılan sıçramalı deklare.
Trial Bid : Deneme, araştırma konuşması.
Trap Pass : Tuzak pas. Sağdaki oyuncu oyun açmasına rağmen çok iyi defans eliyle üste konuşmayıp fazla puan almayı amaçlayan el.
VP : Victory Points, takım maçında belli skalaya göre kazanım puanlaması. “politikbric”
****
ŞİMDİ GEL
Sevdaydı bulduğum sende,
Sende buldum, senden geçtim,
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.
Şimdi gel, durdurma beni.
Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir.
Şimdi gel, dondurma beni...
Metin Altıok
****
SANATIN AMACI
Gorki'ye göre, uygarlığın temsilcileri üç çeşittir : İşçiler, bilginler ve sanat­çılar. İşçiler demire ve çeliğe hayat verirler ve gelişme ile ilerlemenin maddî ön koşullarını sağlarlar. Bilginler doğayı araştırırlar ve birinci doğaya dayanarak ikinci bir doğanın nasıl yaratılabileceğini halka öğretirler. Sanatçılar insanın iç dünyasını incelerler ve insanların içindeki iyiyi ve kötüyü gösterirler. Böylece bilim gibi sanat da ikinci bir doğa yaratır, yalnız şu fark­la ki, bilim insanı çevreleyen doğayı değiştirdiği halde, sanat insanın içindeki doğayı değiştirir; diyen Dimitrios Fotiadis sanatçının rolünü şöyle anlatır: Her büyük sanat eserinin yaratıcısı ile binlerce insan gizlice işbirliği halin­dedir. Eser ne kadar iyi olursa, gizli yardımcıların sayısı o kadar yüksek olur. Her büyük eser yalnız bir kişinin değil, bütün bir ulusun dehasını kavlar. Eser bir ulusun ülkülerini, maddî ve manevî durumunu, toplumsal bün­ye ve evren görüşünü açıklar.

Yazar, emeğini esirgemeden yaşadığı çağın doğa  ve toplum koşullarını incelemek zo­rundadır. Gerçek sanat, doğa güzelliğini kölece taklit etmek hevesinde değildir, daha yüksek bir güzelliği tak­lit etmek amacını güder.

Bir sanat eserinin değerli olabilmesi için, araştırmanın ve kültürün gerekli olmadığı, ancak yeteneğin yeterli olduğu görüşü, çalışmak ve okumaktan kor­kanlar için kolay bir görüştür. Hayatı bütünü ile kavramadan, doğa ve toplum yasalarını bilmeden büyük eserler yaratmanın önkoşullarından olan evrensel akın düzenini elde etmek mümkün değildir. Büyük bir eser yalnızca yetenek ve mutlu bir esin sonucu değildir. Çağımızın üçüncü yüzyılında yaşamış olan Longin «Yücelik üzerine» başlığını taşıyan biricik eleştiri yapıtında, bilimsiz sanat olamayacağını açıklayan ilk adam olmuştur. Sanatçı ancak bu sağlam te­mel üzerinde öbür yeteneklerini yükseltebilir.
        
Bilgilerle kuşanmış bir sanatçı; çağının bütün sevinç ve acılarını rahatça benimser; bir ülkü uğruna yapılan özverinin yüceliğini olduğu gibi, bir kadının hazin yüzündeki gülümsemenin güzelliğini de hisseder; ulusun özgürlük ve hak­ları uğrundaki savaşanların kahramanca coşkunluğunu olduğu gibi, tarihi ol­mayan sade bir çiçeğin öyküsünü de hisseder; ölümle korkmadan yüz yüze gelir ve aynı zamanda elimizi sıkan ve sözden çok daha anlamlı olan dost elini de hisseder. Sanatçı, kitlelerin büyük facialarını ve aynı zamanda adsız kalan kü­çük acıları, insanlık için kurduğu tasarılar yanında sılası olmayan özlemleri de hisseder. Sanatçı her şeyin, büyük şeylerin ve önemsiz şeylerin alıcısı ve vericisi olmalıdır. 

Sanatçı aynı zamanda gerçek uğruna yapılan savaşın ön hatlarında yer al­malıdır, işkence görenlere silâhsız olarak kalkan olmalıdır. Adaleti korumak yo­lunda yapılan bir protestonun, eserinde ebediyen yaşayacağını ve hiç bir şeyin onu susturamayacağını hissetmelidir. Bu başkaldırma yüzyıllar boyunca anıla­caktır. Hayır, sanatçının rolü pasif olamaz, aktif, enerjik olmalıdır. Uygarlık su­larında bekleyen bir savaşçı olmalıdır o. Savaşçının hayatı bir düş hayatı olamaz, onun hayatı, yaşama savaşı ve onun canlı ve somut anlatımı uğrunda yaşanan bir hayat olmalıdır. Kısaltılmıştır.  ‘edebiyatsanat.com’

Hiç yorum yok: