17 Şubat 2019 Pazar

Bir Sanzatu Oynarken Sabırlı Olun

"Summertime" Preservation Hall Jazz Band
***
Düşüncelerde inat ve şiddet, aptallığın en açık belirtisidir.
Bernard Barton
***
Briç için:
YENMENİN İLK ADIMI TEVAZU
Gülcan Kılagöz
Ego, yani benlik duygusu kavramı herkeste var olan bir durumdur ve insanın yapı taşlarından biri diyebiliriz. Olumsuz bir davranış olarak tanımlansa da, aslında ego her insanın kişiliğinde bulunan fakat kontrol altında tutulması gereken bir kavramdır. İnsanın ruhsal yapısının en temel üçlüsü olan; id (alt bilinç), ego (benlik), süper ego (üst benlik) kişilik dengemizi yaratmasını sağlıyor. Eğer egomuz, id ve süper egomuzu dengede tutma konusunda başarılıysa bu bizim karakterinizin en sağlam yanı diyebiliriz. Kendilerini her şeyin üzerinde gördükleri için egoist olarak alınan kişiler, benlik duyguları konusunda bir denge kurmayı başaramayan insanlardır.

Ancak ego, egoistliğe dönüşünce kişiye zarar veren bir hal alıyor. Çoğu insan egoist olduğunun farkında bile değil. Öncelikle sorunun aşılması için farkında olmak gerekir. Bir insanın egoist olduğunu anlamak hiç de zor değil. Kendisiyle ilgili sürekli bir takım özelliklerden bahseden bireyler egoist olarak tanımlanır. Egoist insanlar, her şeyi kendi çıkarı için yapar. Kendilerinin eşi benzeri olmadığına inanır. En çok kullandıkları kelimeler “ben, benim, bana, benim için, bence” ve türevleridir. Aslında insanların büyük bir çoğunluğu “ben egoist değilim” cümlesini her fırsatta kullanır. Ancak bu cümleyi kurmak egoistleri ele verir. Egoistliğin en büyük özelliği ben ile başlayan cümleleri kurmasıyla bilinir. Egoist bireyler, olabildiğince gururlu, öfkeli, kindar ve kibirlidir, bencil sempatiden de empatiden de yoksundur. Kendi dışındaki bütün insanları iyi olarak anlatmayan ve tanımlamayan egoistler, insanların eşitliğine inanmaz, kendileri daima diğerlerinden üstün ve iyi bulur. Kendi isteklerini her şeyin üzerinde tutar, “ben istiyorum, ben yapıyorum, ben iyiyim, ben böyle düşünüyorum” gibi cümlelerle, ne kadar egolu olduklarını açıkça gösterirler.

Örneğin egoistlik “ben sizden üstünüm”, “ben basit biri değilim”, “beni küçümsemeyin” psikolojisinin getirdiği bir durum olarak da tanımlanır. Yani ego kişide, farklı özellikleri oluşundan değil, eziklenme kompleksinden doğan bir durum. Genelde egosu yüksek kişiler küçük, başarısız, beceriksiz olmadığını ispatlama çabasına girer ve sürekli kendinden bahseder. Egoistlik kişinin kendisini olduğundan büyük görme, ya da kendini devamlı öne çıkartma durumuna olarak da yorumlanabilir. Egoist denildiğinde akla gelen kavramlardan bir diğeri de narsizm. Psikolojinin ve psikanalizin başlıca konu edindiği iki kavram narsizm ve egoizm, kişilik sorunu olarak ele alınır. Özellikler bakımından egoistler ile narsistler arasında büyük benzerlik olduğunu söyleyebiliriz.

Ben demekten vazgeçmek gerek
Egoistlik çoğunlukla sosyal hayatı etkiliyor ve kişinin kendisine zarar veriyor. Ego duygusunu yenmenin ilk adımı tevazudur. Yani alçakgönüllü insanlar hiçbir zaman ego sahibi olmazlar. Farkında olarak ya da olmayarak egolarına yenik düşen bu insanlar için çözüm yolu “ben” kelimesinin yerini “Sen, siz, biz,” kelimesi almalı. Ego öyle yok etmeniz gereken bir şey değil öncelikle bu gerçeğin farkına varmalı, sonrasında “hep ben” demekten kurtulmaya çalışmalısınız. Kullandığınız cümlelerdeki özne ben olduğunda, dikkatli davranmalı, kendinizi ön plana çıkarmaktan vazgeçmelisiniz. Kibir, üstünlük gibi olumsuz duygulardan uzaklaşmaya çalışmakta fayda var. Mesela birilerini küçümseyerek kendinizi büyütme fikrinden vazgeçmeli, bir yandan benliğinizi hissederken bir diğer yandan da dünya üzerindeki milyarlarca insandan sadece bir tanesi olduğunuzu aklınızda bulundurmanız işe yarayabilir.

Egonuzu doğru seviyede tutmayı öğrenmek daha iyi hissettirdiği gibi kişiyi daha sosyal biri haline dönüştürecektir. Gerçek benliği kazanmak için etrafınızdaki insanların da değerli bir birey olduğunu veya olabileceğini inanmanız gerekir. Bu şekilde, zamanla ego duygunuzu yenebilirsiniz. Egosuz olan, sağlıklı bireylerin ruhsal hastalıklara kolay kolay yakalanmadığı tespit edilmiş. İnanmak değişim ve dönüşümü beraberinde getirir. Yeter ki inanın.

***
KANUN
Kanun nedir diye sorsan bahçıvana
Güneştir der sana
Güneştir benim efendim
Oldum bittim.

Celâllenir yatalak dede,
Kanun eskilerin hikmetidir diye
Üste çıkar büyük oğlan ne demek
Kanun demek gençlik demek.

Hoca efendi alır önüne cahilleri
Kanun diye başlar vaaz
Kanun kitabın söylediği
Kanun namaz niyaz.

Kanun der hâkim burnu havada
Açık açık teker teker konuşur
Kanun... hani anlatmıştım ya
Kanun, bilirsiniz o canım
Kanun... bakın anlatayım bir daha
Kanun kanundur.

Ötede kanun sayar bilgini dinlersin
Kanun ne yanlışmış ne doğruymuş dersin
Kanun şu yerde şu vakit cezalanan
Cinayetlermiş dersin

Kanun her yerde her an
Kanun sabah şerifler hayırlı olsun
Allah rahatlık versin
Kimi der ki kanun alınyazısı
O bizim devletimizdir der bazısı
Kimi şöyle der kimi böyle
Kanun nedir ki
Kanun... uçtu gitti.           
Wystan Hugh AUDEN
Çeviri: Melih Cevdet ANDAY
***

NASIL OYNAMALI?

1 Sanzatu oynarken sabırlı olun.

1 Sanzatu oynarken sabırlı olun. Aynı tavsiyeyi defans yapanlar için de söyleyebiliriz, 1 Sanzatuya defans yaparken de sabırlı olun. Daha önce gördüğümüz gibi, bir rengin onörleri oyuncular arasında dağılmış olduğunda, renge ilk giren taraf kaybediyordu.
Bir çok defans oyuncusu, atak sonrasında bir şey kaçırdıklarını düşünüp farklı bir renge hücum ederler ve bir eli rakibe hediye ederler. Halbuki çoğunlukla aynı rengi oynamanın vereceği zarar çok daha azdır. Defans olarak amacınız deklarana hak etmediği elleri vermemektir.

Aşağıdaki problemi inceleyelim;
____________Kuzey:
____________ DT9
____________♥ DV42
____________ D93
____________ T53
Batı:                                                    Doğu:
 …                                                        R52
 …                                                        AR86
 …                                                         R76
 …                                                        V86

Güney            Kuzey
1C                   1H
1NT (12-14 OP)
Ortağınız S 3 atak eder. Yerden S 9 konur. Defans planınız nedir?

Daha önce, elinizdeki onörü yerin onörünü ezmek için bekletin demiştik. Ancak eli alınca ne oynayacaksınız? Karo ve Trefl renkleri çok tehlikeli. Elinizdeki onörleri, yerin onörlerini ezmek için saklamalısınız. Kör içinde benzer bir durum var. Öyle ise, el aldığınızda en doğru defans atak rengine devam etmek olmalı. Bu nedenle ilk el Rua koyarsınız ki, deklaran bunu As ile alır. Kör oynadığında yerin Damını elinizden ezersiniz. Yerde ♠DT olmasına rağmen Pik oynarsınız. Aslında ♠V nin yeri zaten belli olmuştu! Bu pasif oyun size ekstra löve kaybettirmez!
____________Kuzey:
____________ DT9
____________♥ DV42
____________ D93
____________ T53
Batı:                                                     Doğu:
 V873                                                 R52
 95                                                     AR86
 V842                                                 R76
 A92                                                   V86
____________Güney:
____________ A64
____________ T73
____________ AT5
____________ RD74

Yerden Piki alan deklaran, yerden küçük Kör elden ♥T oynar, siz boşlarsınız. Tekrar Kör oynadığında Körden 2 el tahsil edersiniz. Farkındaysanız, deklaran da minör renklere kendi girmek istemiyor! Tekrar Pik ile eli yere verirsiniz. Yerden bu sefer Trefl oynayıp elden ♣R oynar. Sıra ortağa gelmiştir. Bu seferde ortak boşlar. Deklaranı elden bir minör renk oynamaya mecbur bırakırsınız. Artık deklaran dışarıdaki onörlerin yerini kendi tahmin etmek zorunda kalır. Ona yardımcı olmadığınızdan, yanlış tahmin yapması halinde toplam 20 puanla 1 Sanzatu kontratının batma ihtimali ortaya çıkmıştır.
Bu elde defansın sabırlı olması çok önemli idi. Eğer Kör ile eli aldığında Doğu Karoya dönse idi, deklaran batmak yerine doğru oyun ile 10 ele ulaşabilecekti!
Bernard Magee
Kaynak
Halim Hanyaloğlu’na teşekkürler.

Hiç yorum yok: