22 Ocak 2017 Pazar

11 Kuralı

Son mahkemeyi bekleme,
kendini her gün yargıla.
Albert Camus
***
AY IŞIĞI SONATI
Ludwig Van Beethoven "Ay Işığı Sonatı" Sonat No:14 Op.27 No:2

Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. Bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. Apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir.

Arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. İkisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar.

Kapıyı açan kadın, Beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini ve muhakkak çalan kişiyi görmek istediğini söyler.

Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır. Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven’ın geldiğini söyler. Kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. Bunu gören Beethoven, “lütfen benden bir şey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek.

Kızın cevabı şu olur; “ben hiç ay ışığı görmedim, bana ay ışığını anlatır mısınız?”

Bunun üzerine Beethoven piyanonun başına geçerek, ay ışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.
**
İkinci Hikâye:
1770-1827 yılları arasında yaşadı. Bonn'da doğdu ve Viyana'da öldü. Onun büyük dehasını çok önceden gören Haydn onu Viyana'ya Mozart'ın yanına göndermek üzereyken Beethoven'in annesi ölmeseydi bu iki büyük deha birbirlerini görebileceklerdi.
Burada yazacağımız her ne kadar ayrıntılarda tartışmalı olsa da genel olarak kabul edilendir. Beethoven hayatı boyunca bir tek kadını sevdi; Elis. Kimileri çok yakın bir arkadaşının, kimileri de abisinin eşi olduğunu yazıyor. Daha da dramatik olan bu ilişkiden bir çocukları olmasıdır. Hikâyenin her tarafı trajedi; Beethoven yaşadığı sürece bu çocuktan baba kelimesini duyamayacaktır.

Beethoven, tek aşkım dediği Elis ile mektuplaşmaktadır. (Bu mektuplar olmasaydı bunları öğrenemeyecektik).Ona olan aşkını FÜR ELİS adlı o güzelim eserinde anlatmıştır. Beethoven ve Elis bir gün kaçmaya karar verirler. Çok tehlikeli bir şeydir göze aldıkları. Buluşma yeri ve saati kararlaştırılır. Elis zamanında gelir ama Beethoven gelemeyecektir çünkü onu ve yanındakileri taşıyan fayton yağmakta olan yağmurdan dolayı çamur deryasına dönen yolda bir çukura saplanır.

Hemen inerler. Beethoven geç kalmak üzeredir. Faytonu çukurdan çıkarmak için ilk önce o atılır ve tekerlerin altına yatar. Bütün uğraşılara rağmen faytonu çukurdan çıkaramazlar. Beethoven'in başka çaresi yoktur, koşmaya başlar. Çok geç kalmıştır.
Ancak buluşma yerinde bekleyen Elis'in dayanacak gücü kalmamıştır, sevgilisinin gelmeyeceğini düşünür. Halbuki gitmek için odanın kapısını açtığı sırada Beethoven binanın dış kapısından içeri girmişti bile. Ne yazık ki Elis gitmek için, Beethoven da biricik sevdiğine kavuşmak için iki yönlü merdivenin farklı taraflarına yönelir ve birbirlerini göremezler.

Beethoven o gece çektiği acıyı ay ışığı sonatında ölümsüzleştirir. Her ne kadar dinlerken farkında olmasak da Beethoven o güzelim ezgide, koşarak Elis'e ulaşmaya çalışmaktadır. Bu iki aşık birbirlerine kavuşmak için yaptıkları bu hamleyi bir daha denemediler. Hayatları boyunca da bir araya gelemediler.
**
Bir Diğer Hikâye:
Beethoven bu eseri, 1801'de aşık olduğu İtalyan Giulietta Guicciardi'ye ithaf etmiştir. Genç kız, babası tarafından, Beethoven'dan daha zengin bir adamla evlendirilince Beethoven bunalıma girmiş ve duyduğu derin üzüntüyle bu şaheseri yaratmıştır.
Kaynak:
*****
UNUTMA DOSTUMSUN
Unutalım mı şimdi kente indiğimiz o ilk günü
Sabahlara kadar okuduğumuz o kitapları
Sabahlara kadar düşüncelerimizde yaşattığımız hayallerimizi
Kar adınlığında yürüdüğümüz o yolları
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam mektup yazarım dağlar kadar
Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun
Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim!
Ahmet Telli

*****
11 KURALI
1890 yılında Foster tarafından ortaya konulmuştur.
Ortağımız açılışını bir rengin dördüncü kartından yapıyorsa, açılış kartının üzerinde yazan sayıyı 11’den çıkarttığımızda, geriye kalan sayı, diğer üç eldeki açılış sayısından büyük kartların toplam sayısını  verir. Kendi elimizde ve yerdeki kartlarda, açılış sayısından büyük sayıdaki kartların toplam sayısını, daha önce bulduğunuz farktan çıkardığımızda,  rakibin elindeki büyük kart sayısını buluruz.

Örnek :
Ortak               Yer            Siz (oynayan)
Q 10 9 2        K 6 4         J 5 8 3

Ortağınız 4. kart olan 7’liyi açıldığında 11 – 7 = 4
Bu sayıyı geçen kart diğer üç oyuncudaki kart sayısı 4 demektir. Yerde ve sizde 7’liyi geçen toplam 3 kart (A, K, J) var. 4 – 3 = 1.  Oynayan rakipte 7’liyi geçen sadece 1 kart var demektir.
Zafer Ulusakarya'ya teşekkürler

Hiç yorum yok: