22 Mart 2020 Pazar

Her Şeyin Yeterli Olsun

Cihat Aşkın - Erişti Nevbahar Eyyamı
***
Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı ihmal ettiğini görürsek, onun çiçek 'sevgisi'ne inanmayız.
Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz 'etken ilgi'dir.
Erich Fromm, Sevme Sanatı
***
Karakter bir ağaç, nam ise onun gölgesidir.
Gölge onun hakkında neler düşündüğümüz, ağaç ise gerçeğin kendisidir.
Abraham Lincoln
***
BİR VİRÜSÜN ÖĞRETTİKLERİ...

SOSYAL DİSİPLİN
2. Dünya Savaşı yılları. 1942-43 olabilir. Elias Canetti, Nobel ödüllü bir yazar. Yahudi olduğu için Çekoslovakya’dan İngiltere’ye kaçmış, orada Londra yakınlarında bir çiftlik köyünde korunuyor. Kendi denemelerinde yazmış. Çiftlik, yumurta yetiştirip dağıtan bir ailenin yönetiminde. Her gün yüzbinlerce yumurta sandıklanıp Savaş Bakanlığı’nın dağıtım yerine gönderiliyor. 

Her İngiliz vatandaşının günde bir yumurta yeme hakkı var. Bu çiftlikte bulunan Elias Canetti ile eşine de günde bir yumurta veriliyor. Çiftlik sahibi ve eşi de kendilerine birer yumurta ayırıyor.

Canetti şaşırdığını söylüyor. Orada, bakan yok, gören yok, sayan yok. Ama çiftlik sahibi de eşi de iki yumurta yemiyor. Her yurttaşın hakkı olan “günde bir yumurta” onlar için de geçerli.

İngiltere’nin o savaşı kazanmasına şaşmamak gerekiyor.

Bu “sosyal disiplin”, uygar ülkelerin toplumsal karakteridir. Eğer bir ülkenin “sosyal disiplini” varsa, orada yönetici ile yönetilen birbirine güven duyuyor demektir. 
Uygar toplum budur.
Erdal ATABEK
***
ARADA
Güz güneşi benzeşiyor bahar güneşiyle
Biri kışa girerken biri kıştan çıkarken
Biri yeni bir aşk öncesinde bir kederden sonra
Biri biten bir aşktan sonra kedere girerken
Ataol Behramoğlu
***
HER ŞEYİN YETERLİ OLSUN
Kızın bineceği uçağın kalkmak üzere olduğu anons edilmişti.
Birbirlerine sarıldılar ve baba:
- Seni seviyorum, her şeyin yeterli olsun, dedi.
Kız:
- Sevgin, ihtiyacım olan tek şey. Ben de senin için her şeyin yeterli olmasını diliyorum baba, diye karşılık verdi. Birbirlerini öptüler ve kız ayrıldı.

Baba yanında oturduğum pencereye doğru yürüdü.
- Birine sonsuza dek ayrı kalacağınızı bile bile hoşça kal dediniz mi hiç? diye sorarak beni sohbete davet etti.
- Evet, dedim, diye yanıtladım. Sorduğum için bağışlayın ama neden bu sonsuza kadar sürecek bir veda? diye sordum.
- Ben yaşlıyım, o da çok uzakta yaşıyor. Gerçek şu ki, onun buraya bir daha gelmesi çok güç olacak, dedi.
- Veda ederken  "Her şey yeterli olsun" dediğinizi duydum. Bunun ne anlama geldiğini sorabilir miyim?
- Eski nesillerden kalma bir dilek. Annem ve babam bunu herkese söylerlerdi. "Her şeyin yeterli olsun" dediğimizde, karşımızdaki kişinin onu ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmesini dileriz, diye devam etti ve şu dizeleri ezbere okudu:
Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek  kadar  güneş diliyorum.
Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum.
Ruhunu canlı tutmana yetecek kadar mutluluk diliyorum.
Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum.
İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum.
Sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum.
Son "Elveda" yı atlatmana yetecek kadar "Merhaba" diliyorum.


Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve yürüdü gitti.
"denizce.com"