16 Kasım 2021 Salı

Empas Yapmadan Oynamak

Itzhak Perlman - Beethoven Violin Romance No. 2 , Op. 50
https://www.youtube.com/watch?v=GQC9UTvoVpU&index=14
**
 
Başkalarının kusurlarını görmek hususunda kartallara,
kendi hatalarımızı görmemek bakımından da köstebeklere benzeriz.
François de Sales
 
**

UÇUŞUNU SÜRDÜREN KIRIK BİR KANADA
Kader aritmetiği yaşa bağlıdır
habersiz çıkagelir
yongalarını serper 
Yedinci on yıl
 
İki on yıl, ekim zamanı
yeri kalıtsal değerler tarlası
 
Kınından çekilen üçüncü onluk
yirmiyle ilişkiyi kesip 
kendi yolunu çizen
 
Kırk yaş basamaklarında
kararan gökyüzüne doğru
yankılanır çıkılan merdivende
avuç dolusu Elli yaşın
sallanan omurgası
ve fakat
ufalanan taşın altmış kıratı
ören yerinde parlamaktadır
 
Yedinci onluk
notlar dolu bir sandık
kayık gibi sallanırken
denizin akıntısında
tekrarlanır aynı nakarat
 
Geride kalan dönemeci
aşacak olandır
inanç, irade bitişik
Şafak sözlerine yapışık
hülya dolu tanyeriyle
gökyüzü aydınlanır!
Daniel COLAGROSSİ
 
**
KARL  JASPERS  NE  DEMİŞTİ?
Varoluşçu Alman filozofu Karl Jaspers (1883-1969), işlenen bir suçtan kimlerin suçlanacağı konusunda dört kategori belirler:
Bir: Suçu işleyen(ler).
İki: Onları destekleyenler.
Üç: İşlenen suçu görüp de gerekeni yapmayanlar.
Dört: Suçu görmemek için başlarını çevirenler.
Böylece bir suçun işlenmesinde çoğu zaman bir topluluğun hiç sorumluluk almayan kişilerinin de “suçlu olduğunu” öne sürmüştür Karl Jaspers.
Erdal Atabek
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/erdal-atabek/zulmun-tarihi-1884749
 
**
NASIL OYNAMALI?
 
EMPAS YAPMADAN OYNAMAK
Empas yapmanın cazibesine kapılan pek çok oyuncu yanılabilir.
 
İkili Turnuva
Kuzey Güney Zonda
Dağıtan Güney
Atak Karo onlu
Güney                   Kuzey
1Pik                        3 Trefl
4Trefl                     4 Pik
5 Kör                      6 Pik
Pas
 
Batı karo onlusunu çıkar.
Güney elden rua ile alır.
As ve dam karosunu da çeker ve kör empası yapar.
Batı rua ile alıp tekrar kör oynar.
Dam treflinin  yerini bulamayan dekleran batmaktan kurtulamaz.
Dekleran empas şanslarının hepsini denemiş ama kontratı yapamamıştır.
Çünkü bu oyunu empassız oynamak gerekir. Trefl onörlerinden sadece biri (dam) rakiplerdedir. Güzel bir “eliminasyon oyunu” kontratı yaptıracaktır.
Bütün karoları çektikten sonra as körü de alıp, dam körü dışarı vermek gerekir.
Rua ile alan rakip, kör dönse kes - kaça, trefl dönse çatala gelecektir.
*
İKİNCİ ÖRNEK:


İki taraf da zonda, 
dağıtan kuzey. 
Atak kör vale
 
İki pastan sonra güney 2 pik ile oyunu açar.
Kuzeyin 3 pik cevabına 4 trefl der.
Kuzey 4 kör ile cue bid yapınca, 5 karo cue bidi ile cevap verir. 
Kuzey 6 pike yükselir.
Batı kör valesini çıkar. 
Güney elden dam ile alır, koz AR’sını çeker, yere körle geçer. 
Son kör onörüne elden bir trefl boşaltır. 
Küçük karo çevirip rua  empası yapar.
Batı rua ile alıp karo dönünce dekleran trefl kaybını önleyemez ve batar.
Bu oyunda direk empasın yanında bir de “indirekt  empası” vardır.  
Güneydeki oyuncu köre bir trefl boşalttıktan sonra, as trefl ile ele geçip,dama doğru trefl oynamış olsa, batı rua ile alınca karo empasına gerek kalmayacaktı.
Eğer rua trefl doğuda çıkarsa şimdi karo empasını yapacak ve kendisine ek bir şans yaratacaktı.
“Briç Dergisi, sayı. 15”

22 Eylül 2021 Çarşamba

EMPAS

Sonny & Cher ♪ Little Man (Live On Beat Club 1966)                      https://www.youtube.com/watch?v=8sm0dI-pUq4 
**
Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir.  Leonardo da Vinci
** 
DÜĞÜN 
Jodi Picoult

Bir keresinde zoe ile birlikte hastalarından birinin düğününe gitmiştik. Yahudi düğünüydü ve daha önce hiç görmediğim takılarla ve tanık olmadığım geleneklerle, bilmediğim bir dildeki dualarla gerçekten çok güzeldi. Gelinle damat bir gölgeliğin altında durmuştu.

Törende haham, damada dönüp peçeteye sarılı bir şarap bardağını ayağıyla ezmesini söylemişti. "evliliğiniz, bu parçaları birleştirmek için gereken süre kadar uzun sürsün." demişti. Sonra herkes yeni evli çifti kutlarken oraya gitmiş ve çimenlerin üstünde duran peçetenin içinden küçük bir cam parçası almıştım. Eve dönerken o parçayı okyanusa atmıştım; böylece bardak bir daha asla tekrar birleştirilemeyecek ve o çift sonsuza dek ayrılmayacaktı.

Kalbim o şarap bardağı gibi. bütüne ulaşması gereken ama her şeyi çok bildiğini sanan bir salak sayesinde o şansı asla yakalayamayacak bir şey gibi.

***

BASİT YAŞAMAK
Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu fark etmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...
Yalçın ERGİR
**
NASIL OYNAMALI?

EMPAS YAPMADAN OYNAMAK
Empas yapmanın cazibesine kapılan pek çok oyuncu yanılabilir.

İkili Turnuva
Kuzey Güney Zonda
Dağıtan Güney
Atak Karo onlu
Güney                   Kuzey
1Pik                        3 Trefl
4Trefl                     4 Pik
5 Kör                      6 Pik
Pas

Batı karo onlusunu çıkar.
Güney elden rua ile alır.
As ve dam karosunu da çeker ve kör empası yapar.
Batı rua ile alıp tekrar kör oynar.
Dam treflinin  yerini bulamayan dekleran batmaktan kurtulamaz.
Dekleran empas şanslarının hepsini denemiş ama kontratı yapamamıştır.
Çünkü bu oyunu empassız oynamak gerekir. Trefl onörlerinden sadece biri (dam) rakiplerdedir. Güzel bir “eliminasyon oyunu” kontratı yaptıracaktır.
Bütün karoları çektikten sonra as körü de alıp, dam körü dışarı vermek gerekir.
Rua ile alan rakip, kör dönse kes - kaça, trefl dönse çatala gelecektir.
*
İKİNCİ ÖRNEK:
İki taraf da zonda, 
dağıtan kuzey. 
Atak kör vale

İki pastan sonra güney 2 pik ile oyunu açar.
Kuzeyin 3 pik cevabına 4 trefl der.
Kuzey 4 kör ile cue bid yapınca, 5 karo cue bidi ile cevap verir. 
Kuzey 6 pike yükselir.
Batı kör valesini çıkar. 
Güney elden dam ile alır, koz AR’sını çeker, yere körle geçer. 
Son kör onörüne elden bir trefl boşaltır. 
Küçük karo çevirip rua  empası yapar.

Batı rua ile alıp karo dönünce dekleran trefl kaybını önleyemez ve batar.

Bu oyunda direk empasın yanında bir de “indirekt  empası” vardır.  
Güneydeki oyuncu köre bir trefl boşalttıktan sonra, as trefl ile ele geçip,dama doğru trefl oynamış olsa, batı rua ile alınca karo empasına gerek kalmayacaktı.
Eğer rua trefl doğuda çıkarsa şimdi karo empasını yapacak ve kendisine ek bir şans yaratacaktı.
“Briç Dergisi, sayı. 15”

27 Haziran 2021 Pazar

AFRA TAFRA

Mendelssohn: Lieder ohne Worte, Op. 67 - No. 2 Allegro leggiero
https://www.youtube.com/watch?v=6BaqYAr6cL0&ab_channel=AndreasOttensamer-Topic
***
İnsanlar bize zarar verdikleri için değil, yaptıkları haksızlıklarla ruhumuzun ışığını söndürüp içimizdeki saldırganlığın ortaya çıkmasına neden oldukları için tehlikelidir.  Spinoza 
***
Ne zaman yükseğe tırmansam “Ego” adlı bir köpek tarafından takip ediliyorum.  Friedrich Nietzsche 
***
NEDEN ŞİDDET TOPLUMU OLDUK?

25  Şubat 2015 Erdal Atabek                                    Danışmanlığını yaptığım Çocuk Yuvası’na yeni bir erkek çocuk gelmişti. Beş yaş grubuna alınan çocuk kısa sürede yuvaya alıştı. Sağına soluna bakınıp durumu gözden geçirdi, sonra da egemenliği eline geçirmeye başladı. Yöntemi kendi yaşına uygun bir zorbalıktı. Kızların saçını çekiyor, erkek çocuklara oyuncakla vuruyor, çevresini korkutuyordu. Uyardık, anlattık, hakkı olmadığını söyledik, olmadı. Ailesiyle görüştük, onlar da bir şey yapamadılar. Gruptaki çocukların aileleri şikayete başladılar.

Tam o günlerde gruba yeni bir erkek çocuk geldi. Ertesi gün bizim eski zorba ağlayarak geldi. Yeni gelen çocuk elindeki oyuncağı kafasına vurmuştu. Bizim astığı astık, kestiği kestik küçük zorbamız uysallaşıverdi. Yeni gelen de gruba uyum sağladı. Sorun çözülmüştü.

Bu olay beni çok düşündürdü. Sonra, yapılan araştırmaların ortaya koyduğu gerçeği de öğrendik.

Zorbalık, sahibine zarar vermeye başladığı zaman biter. Ya da zorbanın kendisine zarar geleceğini anladığı zaman zorbalıktan vazgeçtiği bilinir. Korkmak, kaçmak, boyun eğmek, kabul etmek zorbalığın artarak sürmesine yol açar. Zorbalığı önlemenin yolu, zorbayı önce pişman etmek, sonra da cezalandırmaktır. Cezalandırılmayan zorbalık sinsi sinsi etkisini sürdürür.

***

TUZ KIRMIZISI

Troya bak burası
bütün tanrılar burada
hipodromlardan geliyorlar
hayallerimle yarışıyorum
salgın kol geziyor
gözlerimin içinde
bu hastalık bir kurşun etmiyor
tuz kırmızısı her yer
sevdalarımla yarışıyorum
Aralıkta kaldı bütün mevsimler
bir türlü gelmiyor yeni yıllar
ayrılıklar umutlar
Troya bak burası
bütün tanrılar burada
Posedion yazdıklarımı okuyor
şiirlerimle yarışıyorum...
A. KADRİ ERGİN

***

Afra tafra yapan briç oyuncuları için küçük bir öykü:
AFRA, TAFRA, MAFYA
Tarih, 2000’li yılların başıydı.  
Turizmci İlhan A., Dodge Ram minibüsüyle Marmaris’e gidiyordu. Memleketi Kuşadası’na da uğrayıp eşini ve oğlunu görecekti. Mutlu değildi. Batık bir girişimde epeyce para kaybetmiş, alacaklarına karşılık FBI ve Madonna’nın taşıtı olarak ünlenen Dodge Ram’ı tahsil edebilmişti. 

Kuşadası’nda mola verdiğinde, kayınpederinin bir araba aldığını, taksitlerini ödeyemediğini ve Aydın’da borçlandığı şirket tarafından tehdit edildiğini öğrendi. Eşine, “Ben hallederim” dedi.  

İlhan A., iri kıyım bir babayiğitti. FBI minibüsü ve Ray-Ban gözlükleri de vardı. Niyeti, Aydın’dan geçerken taksitleri ödemek ama alacaklı şirkete de racon kesip kayınpederinin bir daha rahatsız edilmemesini sağlamaktı. Yanına bir de Marmaris yolcusu almıştı: Emekli olunca badana boya şirketi kuran eski resim öğretmeni Behlül Hoca.
Cam kapının dili olsa  
İlhan A., Aydın’a gelince Dodge’u afili bir manevrayla şirketin önüne çekti. Ray-Ban gözlüklerini taktı, tehditkâr adımlarla ilerledi, açık sandığı yekpare cam kapıya olanca ağırlığıyla tosladı! 

Ray-Ban yamulmuş, İlhan A’nın yüz otuz okkası bir doksan yere yayılmış, afrından tafrından eser kalmamıştı. Sızlayan burnunun şişmeye başladığını hissediyordu. 

Toparlandı, çarpılan gözlükleri cebine koydu, içeri girdi, muhasebenin yerini sordu. Taksitleri sessizce ödedi ve çıktı.

27 Haziran 2021 Pazar  - Kısaltıldı. https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/afra-tafra-mafya-1847670

1 Şubat 2021 Pazartesi

Briç Dersi Meraklılarına

Wolfgang Amadeus Mozart - Piano Concerto No. 21 - Andante
http://www.youtube.com/watch?v=df-eLzao63I&index=63
***
Dağın tepesine hangi yoldan çıkarsan çık manzara aynıdır. Ancak çıkarken gördüğün manzara farklıdır. Çin sözü
***
Bir sona geldiğin için ağlama,
onu yaşadığın için gülümse.
Gabriel Garcia Marquez
***
Kendinizi 
çoğunluğun yanında bulduğunuzda,
durup düşünme vaktidir.
Mark Twain
***
ELIPS VI
Bana bir türkü söyle
yolları açan,
atı dörtnala süren
senin peşinde ateş,
benim peşimde su
biz iki yolcu
karşımızda tek ayna
Yollar boyunca hey
acılar ve büyük sular
gümüşten uy bakırdan
yüksek dağlar dövüyor
derin pınarlar açıyor,
yeşil gözlüm.
Radovan Pavlovski - çeviren: Suat Engüllü
*****
1. KONFERANS  MERAKLISI BRİÇÇİLERE  BİR ÖĞÜT:
Öğrendiklerini bir saat gibi cebinde taşı...
İkide bir, saati olduğunu göstermek isteyen insanlar gibi ortaya çıkarma.
Eğer birisi sana saati sorarsa söylersin, ama her saat başında sorulmadan saat kulesi gibi ötme.
Söylediklerini duyurmak için hiç kimseyi kolundan tutma, çünkü insanlar seni dinlemeye istekli değillerse, onları tutacağına çeneni tutsan daha iyi olur...
Lord Chesterfield 
***
2. KONFERANS  MERAKLISI BRİÇÇİLERE  BİR SÖZ:
Yalnızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever,
Cahiller ders vermeyi tercih eder.
Edouard Le Berquier
***
3. KONFERANS  MERAKLISI BRİÇÇİLERE  BİR ŞİİR:
Öğretmen Öğren
Haklı olduğunu çok sık söyleme, öğretmen!
Bırak öğrencilerin kendileri görsün!
Gerçek
Haddinden fazla sıkılmaya gelmez
Konuşurken dinle, öğretmen!
Bertolt Brecht, çeviren: İsmail Haydar Aksoy
*** 
4. KONFERANS  MERAKLISI BRİÇÇİLERE  BİR ÖYKÜ:
Bakırcı Ustası ve Çırağı
Bakırcı ustası yanına on yaşlarında bir çırak almış.
Gün boyu çalışmışlar.
Ertesi gün çırak ortalarda yok.
Bakırcı merak edip çocuğun evine gitmiş.
Kapıyı çalmış,  pencereden çırağın annesi görünmüş.
-  Bizimki nerede? demiş bakırcı, yoksa hasta mı?
-  Bir şeyi yok, artık işe gelmeyecek demiş annesi.
-  Niye?
-  Mesleği öğrendi, kendi dükkanını açacak.
-  Anlamadım.
-  Anlamayacak bir şey yok. Bakır parçasını alıyorsun. Döve döve şekil veriyorsun, tamam.
-  Vay kerata demiş bakırcı,
kendisi öğrenmekle kalmamış annesine bile öğretmiş.
*
Geçmiş zamanın çırağı yine de alçakgönüllüymüş.
Sanatı annesine öğretmiş sadece.
Şimdikiler ustalarına bile öğretiyorlar.
“Ülkü Tamer, Cumhuriyet,  15 Eylül 2012”
 ***
5. KONVANSİYON  MERAKLILARI İÇİN BİR ANI:
Konvansiyonların Yararı
TAŞ
Hasırcızâde Mehmet Ağa, bir gün Fuat Paşa'nın yanında iken paşanın pırlanta yüzüğüne dikkatle bakmağa başlamış.
Fuat Paşa sormuş.
"Yüzüğüme mi bakıyorsun?"
"Evet Paşam... Taşını merak ettim."
"Elmastır."
"Güzel, ama yararı nedir?"
"Hiç..."
"Peki, ne gelir getirir?"
"Hiç."
"Yazık. Benim de babadan kalma bir çift taşım var; bana senede elli altın getirir."
"Amma yaptın ha! Ne taşı ki bu?"
"Değirmen taşı. Zira bu taş sayesinde hem nafakamı çıkarıyorum, hem hayır hasenat yapıyorum hem de insanlara bu taş sayesinde hizmet ediyorum..."
***
6. KONVANSİYON  MERAKLILARI İÇİN USTADAN BİLGİ:
Konvansiyon Nedir?
Konvansiyon: Anlaşmayı güçlendirmek ve çeşitli anlaşma problemlerine çözüm bulmak amacıyla, doğal anlamı dışında anlamlar içeren ve özel olarak düzenlenmiş konuşmalardır.
Bir konvansiyonu kullandığınızda, karşılığında natürel bir deklareden vazgeçiyorsunuz demektir. Ne kadar çok konvansiyon kullanırsanız kullanın, masada karşılaşacağınız durumların hepsini kapsamasına imkan yoktur. Ortağınızla ne kadar detaylı konuşursanız konuşun, briçteki el dağılımlarının çokluğundan dolayı, mutlaka daha önce konuşmadığınız durumlarla karşılaşırsınız. Bu gibi hallerde genel briç mantığı devreye girer ve iyi muhakeme yürüterek çözüme ulaşmaya çalışırsınız. 
Briç baştan sona muhakeme oyunudur. Hangi sistemle oynarsanız oynayınız, uyguladığınız konvansiyonların içine muhakemenizi katmanız gerekir. Sağlıklı muhakemenin yerini hiçbir şey tutamaz.
*
Bütün gelişmeleri konusunda tam bir bilgiye ve ortaklık anlaşmasına sahip olmadığınız hiçbir konvansiyonu kullanmayınız ve natürel deklareye öncelik veriniz. Hatta buna transfer ve Stayman’ı da dâhil edebilirsiniz. Kırk yılda bir gelen eller için konvansiyon kullanmayınız. Çünkü ya siz unutmuşsunuzdur ya da ortağınız.
Konvansiyonlar dakiktirler, çok net bilgi verirler. Ancak;
Rakiplere de bilgi verirler (Üstelik ortak da unutmuş olabilir.)
Konvansiyonların, bütün durum ve olasılıkları kapsadıkları da söylenemez ve de mümkün değildir.
*
Akılda tutulmaları da oldukca zordur. En büyük ustalar bile, en azından 5x5=25 gibi refleks haline gelmedikten sonra, artifisiyel sistemlere yönelmeyin diyorlar.
Ayrıca brici zevkli kılan şey; çok değişik durumları kendimizin keşfetmesi, yaratıcılığımızı brice katmamız ve nasıl bir konuşma yapacağımıza kendimizin karar vermesidir. Muhakeme yapabilme yeteneğimizi geliştirmemizdir. Doğru muhakeme yapacağız ve nasıl bir konuşma yapacağımıza kendimiz karar vereceğiz.
Briçte: Konvansiyonların suistimali kadar ortaklıkların başını belaya sokan başka bir şey yoktur. Ancak natürel deklare derdimizi yeterince anlatamıyorsa, artifisyel deklare de bir ilaç gibidir.
*
Briçte her eli anlatabileceğiniz bir deklare sistemi yoktur. Bu nedenledir ki hiçbir konvansiyon ya da ortaklık anlaşması muhakemenin yerini tutamaz.
“ergun cuhadar”
***
7. BRİÇ DERSİ MERAKLILARINA!
İnsanlar,
etraflarında kendilerinden çok şey bilen birilerinin olmasından hoşlanmazlar.
Bu onları kızdırır.
Sen konuşuyorsun diye de değişmezler.
Kendilerinin istemesi gerekir bunu.
Öğrenmek istemedikleri zaman  çeneni tutmaktan
ya da onlar gibi konuşmaktan başka bir şey yapamazsın.
Harper Lee - Bülbülü Öldürmek, felsefe kulübü
***
Üzerinde çalıştığınız konuyu bilin. Bilmezseniz altın fırsatı kaçırabilirsiniz. 
8. LUKA 14.10’U UNUTMA 
Bir gün pederin biri genç bir rahibeyi arabasıyla evine bırakıyormuş. 
Vites değiştirirken elini rahibenin dizine koymuş. 
Genç rahibe dönmüş ve şöyle demiş. 
- Peder, Luka 14.10’u hatırlayın. 
Peder utanç içinde elini çekmiş. 
Bir sonraki kavşakta peder bu kez elini rahibenin bacağına koymuş. 
Rahibe yine 
- Luka 14.10’nu hatırlayın Peder, demiş. 
Peder özür dilemiş. 
- Nefsime hakim olamadım, demiş. 
Kızı bıraktıktan sonra evine gitmiş, Luka İncil'i açıp 14.10’a bakmış. 
Şöyle yazıyormuş: 
Daha yukarılara çık ki güzellikler yukarıdadır. 
“miss-sloane filminden” 
Üzerinde çalıştığınız konuyu bilin. Bilmezseniz altın fırsatı kaçırabilirsiniz. 

4 Ocak 2021 Pazartesi

Reverse

Victor Jara - Manifiesto           https://www.youtube.com/watch?v=DeT_wc       

***

Kardeşinin salını karşıya geçirmesine yardım et, göreceksin sen de karşıdasın. Hint Atasözü         

Korku

Hollandalı primatolog hayretle bakıyordu: Hayvanat bahçesindeki şempanzeler bölgesinde bir şempanze, boş bir tenekeye vurarak gürültü çıkarıyordu. Konum olarak alt basamakta bir erkek şempanze. Fakat gürültü bütün şempanzelerin dikkatini çekmişti, orada toplanıp korku ile bakıyorlardı. Alfa erkek de korkmuş, biraz geriye çekilmişti. Tenekeye vurup bölgeyi etkileyen şempanze durumu görüp gürültü yapmayı sürdürdü.

Sonuç mu?
Boş tenekeye vurup gürültü çıkaran erkek şempanze lider olup alfa konumuna terfi etmişti. Eski lider sinmiş, yeni durumuna razı olmuştu. 

Primatolog defterine kaydetti: Primatlarda korku etkeni birincil önemdedir.  Ya insan korkuları?                                                                                   https://erdalatabek.wordpress.com  teşekkürler – kısaltılmıştır. 

Kavga

İki eski dost kavga ediyorlarmış. Akıllarına geleni, ağızlarına geleni söylüyorlarmış. Birisi ötekine,‘ Hain, sinsi, arkadan vurucu’ diyormuş. Öteki de berikine, ‘Yalancı, hırsız, harami, zalim’ diyormuş.

Kenarda seyreden iki kişiden biri öbürüne sormuş: ‘Sence bunların hangisi doğru söylüyor? 

Öbürü şöyle bakmış. ‘Vallahi, ben ikisini de yakından tanımam ama onlar eski dosttur, birbirlerini bilirler. Bence ikisi de doğruyu söylüyordur’ demiş.

***

BABA OLMAK

Ayakta dur, aynanın önünde,
Islak saçlarına dokunayım oğul.

Sözcüklere benzeyen oğul,
Nesneler sensiz de konuşurlar,
Aklında tut sözlerini, unutma,
Ne kendi sesini boğdur,
Ne de sesinle boğ onları.

Bütün yüreğinle neyi seviyorsun?
Bütün yüreğinle neyi seviyorsan
Yolun onların yoludur.

Çıplak sözcüklere benziyorsun oğul,

Sözcüklerden doğdun,

Ananla benim aramda.

Onlar kadar onurlu yaşa

Ve öylesine git ki,

Hiç belli olmasın gidişin…

Özdemir İnce

***

REVERSE NEDİR?
Reverse konuşma elin gücü ve dağılımını belirten bir konuşmadır.
Reverse söylenen ilk rengin 5 kartlı ikinci renginde en az 4 kartlı olduğunu gösterir.
Reverse te ikinci söylenen renk ilk renkten daha güçlüdür.
Reverse forsingtir PAS geçilemez. Genelde 15-19 arası puanla yapılır.
Reverse yapabilmek için elde şikan veya singleton bir renk olmamalıdır.
“bricturk.com”
görsel:  deviantart

1 Ocak 2021 Cuma

Walsh

YENİ YIL

Ozan Çoban  - Bu Son Olsun
***
Summertime - Charlie Parker
***
İnsanlara kendimi anlatmayı,
işlerine geleni duyduklarını fark ettiğimde bıraktım.
Mark Twain
***
Dürüst olduğun için kaybedebilirsin
ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir.
Charles Bukowski
***

LOCUS MİNORİS RESİSTENTİA/ DİRENCİN EN AZ OLDUĞU YER...

Bir tıp terimidir direncin en az olduğu yer”. Bir zorlanmada ilk orası etkilenir. Üşütürsünüz, kiminin dişi ağrır, kiminin safrakesesi hastalanır, kimisine hiçbir şey olmaz.

Direncin en az olduğu yer herkese göre değişir. Bu nedenle de aynı ajan patojen hastalık yapıcı etkenherkeste farklı sonuçlar verir.

Bir virüs alan kişilerden kimisi hafif geçirir, kimisi ağır hastalanır, kimisi farkına bile varmaz. Yaşam direncimiz; bedenimize giren her etkene nasıl yanıt verdiğimizle anlaşılır. Hastalıklardan korunma, bağışıklık sistemimizin gücü, etkenin hastalık yapabilme derecesi arasında kurulan denge, yaşam gücümüzü belirler.

 O’ Henry, “Son Yaprak- The last leaf” öyküsünde sanatçı duyarlılığı ile bu “yaşam direnci”ni çok iyi yakalamıştır.

 Genç kız verem hastasıdır. Gün geçtikçe zayıflamakta; halsiz, bir şey yemeden evinde yatmaktadır. Mevsim güzdür.

Bahçedeki ağaç yapraklarını dökmektedir. Genç kız, komşusu genç ressama içinden geçeni açıklar: Yapraklarını döken ağacın son yaprağı da düştüğünde o da ölecektir. Her gün düşen yaprakları seyreder ve son yaprağı bekler. Sonunda tek bir yaprak kalır.

Ancak, duvara yapışık yaprak düşmemektedir.

Genç kızın her sabah baktığı ‘son yaprak’ düşmez. Genç kız buna şaşar ve bir işaret gibi kabul eder. Hayatta kalması gerekmektedir. Yavaş yavaş iştahı açılır, halsizliği azalır, yürüme gücünü kazanır. Artık hastalığı atlatmıştır. Gider ve o düşmeyen son yaprağa bakar. O ‘son yaprak’, ressamın duvara yaptığı yaprak resmidir.

Bu öykü usta yazarın sezdiği “zihinsel bedensel direncin” öyküsüdür.

Bütün hastalıkların iyileşmesinde de kötüleşmesinde de hastanın “morali”, “motivasyonu”, “yaşama arzusu” dediğimiz “yaşama direnci” büyük rol oynar.       Erdal ATABEK - Cumhuriyet

***

İKİ GÖVDE
İki gövde yüz yüze
bazen iki dalga
ve okyanustur gece.
*
İki gövde yüz yüze
bazen iki taş
ve bir çöldür gece.
*
İki gövde yüz yüze
bazen iki kök
dantellenmiş geceye.
*
İki gövde yüz yüze
bazen iki bıçak
ve kıvılcım çakar gece.
*
İki gövde yüz yüze
iki yıldız düşen
Boş bir gökyüzünde.
Octavio Paz
***

BOŞLUK
Ben hep
boş zannedilen iskemlede oturur,
boş zannedilen
gönlümdekini bekler dururum
boşu boşuna..
**
Bir sandal olsa
diye geçer aklımdan..
Alıp götürse beni
karşı bilinmeyen sahile..
Boyasız,
çakıllara vurmuş bir kayık da olur..
Ne yaman acıtır insanı ayrılık
o bilir..
O,  kürekleri kırık
sahibini bekleyen kayık..
Gülsen Varol 

 ***
YALNIZLIK KORKUSU

Bir yoldan geçerim bazen,
seni bulacağımı sanırım az sonra..
Yol biter,
ben biterim,
yine de karşıma çıkmazsın.
Biliyorum oysa
sen uzakta .. çok uzaklardasın..
Bu yüzden,
içimdeki tüm sesler sustu..
Ve esir aldı
o doyumsuz duygularımı
yalnızlık korkusu..
Gülsen Varol
***

WALSH
Walsh konvansiyonu 1 trefl açışı üzerine cevapçının 1 karo deklare etmesi ile başlar ve ortağından dengeli ellerle NT deklare etmesini ister. 
Cevapçının elinde;
A.  4' lü majörü/majörleri olan 11+ puanlı (davet veya zon forsingi) eli vardır,
B.  4' lü majörü olmayan 6/7 puanlı zayıf eli vardır,
C.  Natürel karoları (5 + kartlı) vardır.
Açıcı dengeli ellerle 4' lü majörü varsa dahi onu okumaz ve ortağının walsh yaptığını düşünerek, puan aralığına göre 1NT (12 - 14) veya 2NT(18 - 19) ile elini tarif eder. Ancak, dengesiz dağılımı varsa, elinin durumuna ve dağılımına göre elini tarif eden başka bir konuşmayı yapar. Açıcıda NT açmaya uygun dağılımlı 15 - 17 puan olamaz, olsaydı 1NT açardı.
 *
Açıcının sanzatu deklaresinden sonra;
Cevapçı 2 trefl (Check-back stayman yapar gibi) deklare ederse davet eli vardır ve (genellikle) en az majörlerden biri 4' lüdür. Bu aynı zamanda açıcıya 4' lü majörün var mı sorusudur. Açıcı bundan sonra varsa 4' lü majörünü okur, yoksa ortağının deklaresine ve elinin durumuna göre diğer konuşmalarını yapar.
Cevapçı 2 majör deklare ederse en az zon forsingi eli vardır.
Cevapçının 4' lü majörü varken 6 – 10 puanı varsa, 5' li karosu olsa dahi karoyu atlayarak 4–4 majör fiti araştırması için 4' lü majörünü okur.
Bu konvansiyonda 1 trefl açışına 1 NT cevabı 8 - 10 HCP gerektirdiğinden, 1NT deklare edilemeyen 6 - 7 puanlı ve 4' lü majörü olmayan ellerle de 1 karo cevabı verilir ve ortaktan gelecek 1NT‟ye pas geçilir.
Cevapçının 1 karo deklaresine diğer konuşmaları;
Açıcı
Siz
Açıklama
1 ♣
1 NT
2 NT
1 ♥
1 ♠

2 ♥ / 2 ♠
1 ♦





Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
Dengeli el, karo tutuşu veya 4' lü major olabilir
18 - 19 puan var, 4' lü major olabilir
Dengesiz el, 12-16 puan, 4' lü ♠ veya ♦ tutuşu olabilir
Dengesiz el, 12-16 puan, ♦ tutuşu yok, ♣ en az 3 adet, ♣' lerin
5 adet olması halinde kısa 1 renk mümkün (♦ veya ♥)
Dengesiz el, 16 + puan
1 ♣
1 NT
1 ♦
Pas
Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
6-7 puan var pas geçilir
1 ♣
1 NT








1 ♦
2 ♣
2 ♦
2 ♥ / 2 ♠
2 NT
3 ♦
3♥ / 3 ♠
3 NT

4 ♣ / 4 ♦
4 NT
Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
Zon daveti ve 4'lü major var, açıcıya 4' lü major sorusu
4'lü major yok, 5 kartlı ♦ ve 6-10 puan
Okunan major 4' lü, 13 + puanla zon forsingi
11 - 12 puan var, iyi 5 adet ♦ var
11 - 12 puan, 6 adet ♦ var
13-15 puan, 5 ♦ + 4 ♣, okunan major renk kısa
13 - 15 puan, 4' lü major yok, iyi 5 adet ♦ var (aksi halde ilk
deklarede 3 NT denirdi)
RKCB
Kantitatif şlem daveti
1 ♣
1 NT
2 ♦
2 ♥
2 ♠
2 NT
1 ♦
2 ♣



Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
Zon daveti ve 4'lü major var, açıcıya 4' lü major sorusu
4' lü major yok,12 - 14 puan
Dengesiz el, min/max el, 4 ♠ olabilir
4 adet ♠, min/max el
4 lü major yok, maximum el
1 ♣
1 NT
2 ♦

1 ♦
2 ♣
Pas

2 NT
Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
Zon daveti ve 4'lü major var, açıcıya 4' lü major sorusu
4'lü major yok, 12-14 puan, ♦ tutuşu var, cavapçıda 4 adet
♦ varsa oynar
Zon görmeyen el, ♦ yok, 2 NT ye oynamak istiyor
1 ♣
1 NT
2 ♦/♥/♠
?

1 ♦
2 ♣
3 ♣

Naturel / zayıf/ walsh konvansiyonu
Zon daveti
♣ tutuşu ve naturel ♦' lar ile şlem isteği
NOT: Açıcı 3 NT derse şlem isteğine olumsuz cevaptır, Sadece minörlerden şilem isteği gösteren bu sekanslarda 2 ♣ diyen cevapçıda 4‟lü majör yoktur.