Neruda’yı bütün
dünya okuyor, seviyor.
Ama Latin
Amerikalısı, Akdenizlisi başka türlü seviyor.
İngilizcede
değişik bir şair oluyor Neruda.
Okyanusun İhtiyar
Kadınları, Deniz Kenarındaki Kadınlar’a dönüşüyor.
Anglosakson şiir
geleneğine göre çevriliyor çünkü.
Bu yüzden,
“anlatılan”ın öne çıktığı politik şiirleri daha kolay benimseniyor.
Lorca’da,
Alberti’de olduğu gibi.
Ülkü Tamer
****
UZAKLARDAN DUYULUR CAZIN SESİ
Uzaklardan duyulur Caz'ın sesi
Chet şarkısını söyler sevgilisi için
her şey unutulur, çünkü o
yavaşça söyler şarkısını
ve dünya yeniden küçülür
her şey birbirine yakınlaşır
hep böyle mi olacak?
ateş nemlenmeye başlıyor
mum son fitilini bitiriyor
bu sakin yaşam çok güzel
duyuluyor
Baker'in trompetinin yumuşak sesi
ve gece başladığında
uykunun gelmesinden önce
bir düş her yerdeydi
Kate Odyssey- Çeviren: Zafer Yalçınpınar
****
KONSER BİR ARMAĞANDIR
Konser bir armağandır.
Sanat yapıtlarının her biri birer armağandır.
Müzik, şiir, öykü, roman, deneme, resim,
tiyatro, opera birer armağandır.
Hepsi de yaratıcı insanlar eliyle insanlığa
sunulmuş armağanlardır
*
Bugün yaşadığımız kültürel yozlaşmada müzik
deyince akla gelen ‘oynayalım eğlenelim’ cümbüşü, tiyatro deyince akla gelen
‘bulvar komedisi’, edebiyat deyince ‘okumaya pek zaman bulamıyorum’ safsatası
içinde gerçek sanat yapıtları birer ‘armağandır’.
Müzikle uğraşan çocuklarımıza bakıyorum.
Hepsindeki keskinleşen zekâya, incelmiş
duygulara, bir yapıtı seslendirirken birbirlerine duydukları saygıya bakıyorum.
Keşke bütün çocuklarımız müzikle tanışabilse.
Bir müzik aleti çalmayı öğrenseler.
Bu konserlere gelip çoksesli evrensel müziği
dinleseler.
Beethoven’leri, Mozart’ları, Bach’ları,
Brahms’ları, Rahmaninov’ları tanısalar.
Dinleseler, anlasalar, düşünseler,
yorumlasalar.
Onlar da bu evrensel niteliğe katılsalar.
Elbette o zaman dünyayı daha iyi anlarlardı.
Sevgiyi nefreti daha iyi anlarlardı.
Güzeli çirkini daha iyi ayırırlardı.
Yararlıyı, zararlıyı daha iyi bilirlerdi.
Barışı savaşa karşı daha iyi savunurlardı.
Müzik barıştır.
Ama savaş tamtamları çaldığı zaman müzik
ortadan yavaşça silinir.
Müziği savunmak barışı da savunmaktır.
Onun için de, her konser, insanlığa verilmiş
bir armağandır.
Dünyadaki her konsere binlerce teşekkür
ediyoruz.
Erdal Atabek- 2 Eylül 2008 – Cumhuriyet,
Kısaltılmıştır.
1 yorum:
"Müziği savunmak, barışı savunmaktır".. ne kadar derin anlam yüklü.. Aile içinde.. eğitimde.. devlet idaresinde.. halklar arasında.. sulh ve huzurun müşterek olan tek dilidir müzik..
Çirkinden güzeli, zararlıdan yararlıyı, nefretten sevgiyi ayırt edebilmek..
Gerçekler, yüreği acıtan sözlerle anlatılır genelde.. Pek romantizm içermez.. Burada hem gerçeğin ta kendisi olan, hem de duygu yüklü olan yazılar ve şiirler okumak çok güzeldi.. Teşekkürler sevgili Alizafer.
Yorum Gönder