YOL
Daima doğru giden
yolu seç,
çünkü dosdoğru
giden yol, doğanın yoludur.
Bu yüzden
söylediğin ve yaptığın her şeyi en güvenilir bilgiye dayanarak yap.
Böyle bir hedef
seni endişeden ve gerilimden, diğer boş şeylerden arındıracaktır.
Marcus Elius
****
TOPLUMSAL SORUNLARIN TEMEL NEDENİ
GELİR EŞİTSİZLİĞİ
İki İngiliz akademisyen sosyal
sorunların temelinde gelir eşitsizliğinin yattığını ileri sürüyor. Şişmanlık,
psikolojik bozukluklar, uyuşturucu bağımlılığı gibi toplumsal sorunlar gelir
dağılımındaki eşitsizlikten kaynaklanıyor. Bir toplumda eşitsizlik ne kadar
büyükse sorunlar da o denli çoğalıyor. Herkes şirketlerin aç
gözlülüğünden bıktı. Bir şey yapmak isteniyorsa önce gelir eşitsizliğini
düzeltmekle işe başlamalı. Eşitsizliğin daha az olduğu toplumlarda insanlar
daha iyi, daha mutlu, daha uzun yaşıyorlar.
"Reyhan Oksay - Cumhuriyet Bilim - Nisan
2010"
****
OYUNCAKLAR
Çocuğum, ne kadar mutlusun
Çocuğum, ne kadar mutlusun
bütün sabah toprakta oturup kırık bir dalla
oynarken.
*
O küçük dal parçasıyla oynaman gülümsetiyor
beni.
İşim var, saatler boyunca sayılar topluyorum.
*
Belki bakıp bana düşünüyorsun.
"Sabahın tadını kaçırmak için ne saçma
oyun"diye.
*
Çocuğum, unuttum değnekler,
çamurlar arasına karışma sanatını.
*
Pahalı oyuncaklar arıyorum şimdi;
altın, gümüş parçaları topluyorum.
*
Ne bulsan onlarla oluşturuyorsun oyunlarını.
Bense zamanımı da, gücümü de
elde edemeyeceğim şeylere veriyorum.
*
Tutku denizini geçmeye çalışıyorum cılız
kayığımla,
oyun oynadığımı unutuyorum...
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore
****
BRİÇ KÜLTÜR OLMALI
Anadolu’yu çok gezdim, her yörenin kendine özgü
kültürü beni kendine hayran bırakmıştır, onun içinde Anadolu’yu ve insanını çok
severim. Yöre insanının yemek, arkadaşlık, misafirperverlik olgularına bakışı
çok güzeldir, çok incedir. Ama aynı yöre insanının büyük şehirlere göç etmiş
kuşakları, yöresindeki kültürü yeni yerleşim yerine taşıyamamış, yeni kentin
kendine özgü kültürünü de kabullenememiş, iki arada bir derede kalmıştır.
Memleketlerine yaptığı ziyaretlerde özlemlerini giderip mutlu olurlar ama
yaşadıkları kente geri geldiklerinde kendilerini yeniden çıplak kalmış gibi
hissederler. Türkiye’nin kültürü önemli bir değişim gösteriyor bunu temel
sebebi de bence bu kentleşme olgusu, Türkiye’nin en acı veren yolculuğu bence bu,
Orta Asya’dan başlayan göç yolculuğu hala son bulmadı, bir kaç kuşaktır aynı
yerde devam eden bir yerleşimi Türk insanı yapamadı. İstanbul her sene bir
Eskişehir kadar göç alıyor. Bunun sosyal hayata yansıması ise kültürel
aktivitelerin bozulmasında çok net görülüyor.
Briç olgusunun gelişimi de bence toplumdaki bayramlar, tiyatro, okul aile birlikleri, sosyal aktiviteler gibi kültürel bir olgu olduğu zaman daha hızlı gelişir. Her briç kulübünün kendine özgü örf ve adetleri, ananevi aktiviteleri, eski kuşak üyelerinin anılması gibi faaliyetleri olmalıdır. Bunlar o kulübe özgü bir kültür yaratacak ve bu kültür, üyelerinin ruhsal ihtiyaçlarını doyurduğu için insanları kendine çekecektir. Pek çok briç kulübü bu olguyu Türkiye genelinde yapacakları yıllık bir turnuvayla sağlamaya çalışıyor ama bence kendi yöre insanına yönelik benzer bir aktivite en az bu aktivite kadar gerekli hatta belki de daha faydalı. Kalıcı kültürlerde bu aktiviteler yeni yeşeren bir fidan gibidir. Bunun etrafına gölge veren büyük bir ağaç haline getirilebilmesi, önce yöre insanına yönelik faaliyetlerle olur. Ağaç büyüyüp altındakilere hoş bir gölgede keyif alanı verdikten sonra Türkiye’nin diğer kentlerindeki kişiler zaten bu ağacın gölgesini yaşamak için o yöreye gitmek için yarışacaklardır.
Briç olgusunun gelişimi de bence toplumdaki bayramlar, tiyatro, okul aile birlikleri, sosyal aktiviteler gibi kültürel bir olgu olduğu zaman daha hızlı gelişir. Her briç kulübünün kendine özgü örf ve adetleri, ananevi aktiviteleri, eski kuşak üyelerinin anılması gibi faaliyetleri olmalıdır. Bunlar o kulübe özgü bir kültür yaratacak ve bu kültür, üyelerinin ruhsal ihtiyaçlarını doyurduğu için insanları kendine çekecektir. Pek çok briç kulübü bu olguyu Türkiye genelinde yapacakları yıllık bir turnuvayla sağlamaya çalışıyor ama bence kendi yöre insanına yönelik benzer bir aktivite en az bu aktivite kadar gerekli hatta belki de daha faydalı. Kalıcı kültürlerde bu aktiviteler yeni yeşeren bir fidan gibidir. Bunun etrafına gölge veren büyük bir ağaç haline getirilebilmesi, önce yöre insanına yönelik faaliyetlerle olur. Ağaç büyüyüp altındakilere hoş bir gölgede keyif alanı verdikten sonra Türkiye’nin diğer kentlerindeki kişiler zaten bu ağacın gölgesini yaşamak için o yöreye gitmek için yarışacaklardır.
Türkiye’deki briçin kalitesi yöresel kültürümüzün bir
parçası olduğu zaman da sınırlarını zorlayıp evrensel boyuta çıkacaktır.
04 Mayıs 2008 Faik Falay, Cumhuriyet
04 Mayıs 2008 Faik Falay, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder