Unutmazsan senin,
affetmezsen onun canı acıyacaktır.
Unutma, affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.
SENECA
***
Öyle sihirli bir anki bu; itibar, ünvan, rütbe, sınıf, statü gibi ardında durduğumuz daha pek çok örtünün artık görünmez olduğu, insanın insanla bir tebessümde buluştuğu..
***
Aptallar ne affeder ne unutur,
Saflar affeder ve unutur,
Akıllılar ise affeder; ama asla unutmaz.
Saflar affeder ve unutur,
Akıllılar ise affeder; ama asla unutmaz.
Thomas Szasz
***
BİR GÜLÜMSEME
Efsanevi hikaye Küçük Prens’in yazarı Antoine de
Saint-Exupery, ikinci dünya savaşında Nazilerle savaşırken hayatını kaybetmiş
bir savaş pilotuydu. Dünyayı algıladığı eşsiz bakış açısını paylaştığı
hikayelerinden biri; İspanyol iç savaşı sırasında yaşadığı bir anısını
anlattığı ‘Le Sourire’ yani ‘Gülümseme’…
‘Naziler beni tutukladığında, hapishanedeki hücremde
beklerken beni idam edeceklerini biliyordum’ diyor yazar.
‘Öldürülecektim. Üzerimi ararken gözlerinden kaçmış bir
sigara bulabilmek umuduyla ceplerimi yokladım. Sigarayı buldum ama kibritim
yoktu.
Gardiyana baktım, benimle göz teması kurmuyordu bile. Kim
bir ölüyle göz göze gelmek isterdi ki? Ateşiniz var mı? diye seslendim. Bana
baktı ve sigaramı yakmak için bana doğru yürümeye başladı. Yaklaşıp kibriti
çaktığında kısa bir süre göz göze geldik. O an gülümsedim. Nedenini bilmiyorum
belki endişelerim sebep oldu buna, belki de birine çok yaklaştığınızda
gülümsemekten başka bir seçenek yoktur.
Gülümsediğim an sanki bir kıvılcım sıçradı iki kalp, iki
ruh arasında.. Biliyorum direniyor, istemiyordu, ama benim dudaklarımdaki gülüş
aramızdaki demir parmaklıkları aştı ve gardiyanımın dudaklarına ulaştı,
gülümsediğini gördüm. Sigaramı yaktıktan sonra gitmedi, yanımda kaldı,
gözlerimin içine bakıp gülümsemeye devam etti. Ben de ona gülümsüyordum ve
sadece bir gardiyan değildi artık benim için bu kişi…
O da bende farklı bir şey görmüş olacak ki, Çocukların
var mı? diye sordu.
Evet dedim. Cüzdanımı çıkarıp ailemin fotoğraflarını gösterdim. O da çıkarttı cüzdanını, çocuklarını gösterdi, onlar için kurduğu hayalleri, yaptığı planları anlatmaya başladı. Gözlerim yaşlarla doldu. Ailemi tekrar görememekten çok korkuyorum dedim. Çocuklarımın büyüdüğünü görememekten çok korkuyorum..
Evet dedim. Cüzdanımı çıkarıp ailemin fotoğraflarını gösterdim. O da çıkarttı cüzdanını, çocuklarını gösterdi, onlar için kurduğu hayalleri, yaptığı planları anlatmaya başladı. Gözlerim yaşlarla doldu. Ailemi tekrar görememekten çok korkuyorum dedim. Çocuklarımın büyüdüğünü görememekten çok korkuyorum..
Gözlerinden yaşlar süzüldü onun da.. Birden bire, başka
bir söz söylemeden hücremin kilidini açtı. Sessizce dışarı çıktım.
Hayatım bir gülümseme sayesinde kurtulmuştu.’
İki insanın, gerçekten birbirini görebildiği, nadir ve
sihirli bir anın hikayesini anlatıyor Saint-Exupery .
Öyle sihirli bir anki bu; itibar, ünvan, rütbe, sınıf, statü gibi ardında durduğumuz daha pek çok örtünün artık görünmez olduğu, insanın insanla bir tebessümde buluştuğu..
Gülmek
bulaşıcı, dudaktan dudağa yayılıyor, sınırları yıkıyor, iz bırakıyor.
Peki ya biz, gerçekten görebiliyor muyuz birbirimizi, gülümsüyor muyuz
birbirimize, göz göze geldiğimizde?
Tuğba Kıraç
www.twitter.com/TugbaKirac - Dünyalılar
UÇURTMA
Göğün ipini tutmuş koşuyor çocuk
savura savura denizi, al yeşil mor, kıyı boyunca.
Kapılardan içeri yaz doluyor döne döne
keskin bir adaçayı, reçine, kekik
kokusuyla, baş döndürücü
bir çingene çergisi çığrışmasıyla, gün günden uzun,
gün günden deli.
Dilimizde zaman av etleri tadında.
Akşamları kıyıda, demlenirken altında salkım söğüdün,
başı dizimizde uyuyor deniz, yorgun, güler yüzlü, güvenli.
Sait MADEN
Göğün ipini tutmuş koşuyor çocuk
savura savura denizi, al yeşil mor, kıyı boyunca.
Kapılardan içeri yaz doluyor döne döne
keskin bir adaçayı, reçine, kekik
kokusuyla, baş döndürücü
bir çingene çergisi çığrışmasıyla, gün günden uzun,
gün günden deli.
Dilimizde zaman av etleri tadında.
Akşamları kıyıda, demlenirken altında salkım söğüdün,
başı dizimizde uyuyor deniz, yorgun, güler yüzlü, güvenli.
Sait MADEN
***
J
PUANLARININ DEĞERİ
Şilem oynamak için 33 puan gerekir. İki ortaktan biri, koz rengini öğrendiği ve şilem olasılığı belirince elini J puanlarına göre yeniden değerlendirmelidir.
J PUANLARI:
1. Onör
puanlarından
2.
Dağılım puanlarından
3. Koz
puanlarından oluşur.
1. Birden
çok asınız varsa, ortağınızın
kozunu desteklediğinizde ya da ortağınız sizin kozunuzu desteklediğinde normal puanlarınıza
1 puan ekleyin. Kaç
as olursa olsun sadece 1 puan.
2. Ortağınız
ruanızın rengini konuşmuşsa 1 puan
ekleyin.
3. Yanında as ya da rua olmadıkça izole bir dam ya
da valeye, (dam için 2, vale için 1 P) ancak o renk ortak
tarafından söylenmişse, ya da ortak NT demişse puan verin.
4. Singleton için, bilinen toplam 8 kozla 2J puanı, bilinen toplam 9 kozla
3J puanı verin.
5. Dablton
için, konuşulmuş olan bir rengin dabltonu için 1 J puanı, iki dablton için yine
1J puanı verin.
6.Uzun renkler için, iki büyük onörlü beş kağıt için 1j puanı ekleyin.
Üç büyük onörlü ARD beş kağıt için 2J puanı ekleyin.
7. Şikan
için, şikan deklerandaysa 3J puanı, cevapçıdaysa koz sayısına göre 3-5J puanı.
8. İki oyuncu için de dokuzuncudan itibaren her koz için 1J puanı
ekleyin.
9. Onör puanları, dekleranın
ortağındaki bİr büyük onöre ARD için 1J puanı ekleyin.
“Şilem, Pierre Jais,
Michel Lebel”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder