25 Aralık 2014 Perşembe

Davranış Bozukluğu Sorunu


Ölümden korkmak anlamsızdır,
çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur,
ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz.
Epikür
***
ASLAN DİK BAKARAK ÖLDÜRÜR
Aslan, diğer hayvanlar güçsüz olduğu için güçlüdür. Aslan, diğer hayvanların etiyle beslenir çünkü bu hayvanlar yenmelerine kendileri izin verirler. Aslan pençeleri ya da dişleriyle öldürmez. Aslan dik bakarak öldürür. Önce yavaş yavaş yaklaşır… sessizce, çünkü pençelerinde sesi öldüren bulutlar vardır aslanın. Sonra sıçrar ve tek hamlede kurbanını alaşağı eder. Güçten çok, yarattığı şaşkınlıktır marifeti. Sonra avına dik dik bakmaya başlar aslan.

Birazdan ölecek olan zavallı küçük hayvan öylece bakakalır. Gözlerini ona diken aslana bakar. Küçük hayvan artık kendini görmez, aslanın gördüğünü görür, aslanın gözündeki o küçük hayvan görüntüsüne bakar, aslanın gözündeki küçük ve güçsüz yansımasını görür. Bu küçük hayvan, daha önce ne küçük olduğunu ne de güçsüz olduğunu düşünmüştür. Bir hayvandır sadece; ne büyük ne küçük, ne güçlü ne zayıf. Ama şimdi aslanın gördüğü şeye, korkuya bakar. Ve aslanın gördüğüne bakarak, küçük hayvan kendini küçük ve güçsüz olduğuna inandırır. Ve aslanın gördüğü korkuya bakarak, korkuyu hisseder. Başka bir şeye bakmaz olur artık küçük hayvan. Soğuk gecede tenimize suyun dokunduğu zaman olduğu gibi hissizleşir kemikleri. Sonra da teslim olur küçük hayvan, bırakır kendini. İşte aslan böyle öldürür. Bakarak.

Bu tuzağa düşmeyen küçük bir hayvan vardır. Aslan onunla karşılaştığında fark etmez onu, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder. Eğer aslan onu yakalarsa, küçük pençeleriyle karşılık verir, pençeleri küçüktür ama kanatır, acıtır. Ve bu hayvan aslana teslim olmaz, çünkü aslanın onda gördüğünü görmez: kördür. Bu hayvanlara köstebek denir.
Köstebek kör olmuş, çünkü dışarı bakmak yerine içeriye, kendi yüreğinin içine bakmaya başlamış. Köstebeğin aklına bunu yapmanın nereden geldiğini kimse bilmiyor. Bu hantal köstebek, kendi yüreğinin içine bakar ve güçlü ya da güçsüz, büyük ya da küçük olmakla ilgilenmezmiş.

Kendi yüreğinin içine bakmayı bilen bir insan da korkmaz aslandan. Çünkü kendi yüreğine bakabilen biri, aslanın gücünü görmez. Yalnızca kendi yüreğinin gücünü görür ve sonra aslana bakar, adamın gördüğünü görür. Aslan o kişinin kendisini nasıl gördüğünü görür; sadece bir aslan olarak. Aslan kendisinin nasıl görüldüğünü görür, korkar ve kaçar. ” (Kısaltılmıştır)
*****
BANA BEKLET
Bana beklet yontusunu ayıklarının
Bana beklet saksında o mahçup çiçeği

Ben ki beyaz bir sayfanın sıkıntısındayım
Yüzümde suskun ev tenhaları
Yüzümde geçkin bir elmanın kurtları

Ah hanginize baksam bir bahçe dağınıklığı
Geçsem içinizden geçsem
Kaderimdeki faytonun ağır aksaklığı

Bana beklet bu yara bilincini
Ve üşürüm ürpertisini ölümlü olmanın

Ben ki kuşlann göç zamanıyım
Büyüttüğünüz kötülük yılanı
Hüzünle uyandığınız yatakta

Ah bilmemenin geniş huzuru
Korkuyu getirdi rüzgâr
Öylece koydu aramıza

Bitir sessizi ve yeniden başla
Yasakmeyve, Eylül-Ekim 2004, Gonca Özmen
*****
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU SORUNU
Mersin briç festivalinde Alman milli takımı oyuncularından Michael Elinezcu ile bir akşam sohbet ediyorduk. Söz dönüp dolaşıp usta briççilerin davranış bozukluklarına geldi. Elinezcu usta briççiliğinin yanı sıra tanınmış bir psikologtur. 

Bir turnuva finalinde Soloway’e (Amerikalı büyük usta) karşı oturduğunda briçte daha sigara yasağının başlamadığı zamanlarda Soloway’in sigara yüzünden çok hırçınlık yaptığını, amacının yarışma ortamını germek, bu gerilim içinde kendisine yarar sağlamak olduğunu söyledi. Rakiplerine ve partnerine davranış bozukluğu gösteren diğer usta briççilerden söz ettiğinde de, neden böyle olduğunu, bir psikolog olarak görüşünü merak ettiğimi söyledim.

Elinezcu’nun görüşüne göre parlak briççilerin pek çoğu, briç dışında, toplumda değer olarak görülecek bir başarıya sahip değillerdi. Bu kadar parlak, zeki ve alanlarında büyük başarılara imza atmış bu kişiler, toplumun değerli bulduğu diğer alanlarda tam bir hüsran örneğiydiler. Ne mesleklerinde bir başarıları vardı ne de briç dışında toplum kendilerine bir değer veriyordu. Başarının belli bir alana sıkışmış bu hali, kişilerde ister istemez, gereksiz sertlik, aşırı tepki verme, hoşgörüsüzlük, megalomani, kontrolunu kolayca kaybetme ve negatiflikten doyum sağlama gibi olumsuz davranış şekillerinde görünüyordu.
 

İyi briççi olmak hiç kolay değil ama gelişmiş insan olmak galiba hepsinden zor.

27 Kasım 2005  Faik Falay, Cumhuriyet

3 yorum:

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Merhaba Hocam.
Aslan meselini ilk kez okudum, çok güzel, çok etkileyici. Şiir de, diğer seçimleriniz gibi çok güzel.

Epikuros'un bu ünlü sözünü lise felsefe kitabında okuduğum günden beri aklımdadır.
Selamlar...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Bu güzel post aracılığıyla, sizin ve ailenizin yeni yılını içtenlikle kutlarım.

Çınar dedi ki...


Mutlu sağlıklı huzurlu yıllar diliyorum