saner özdilek'e teşekkürler
Вальс сэра Хопкинса. Waltz Sir Anthony Hopkins
*
Sir Philip Anthony Hopkins (d. 31 Aralık 1937), Galli aktör, yönetmen, yapımcı, besteci ve ressamdır. Britanya İmparatorluk Nişanı (CBE) sahibidir. https://tr.wikipedia.org/wiki/Anthony_Hopkins
***
Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi, beni korkusuz insan sandılar.
Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir.
Korkarım, yine söylerim.
Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.
Aziz Nesin (Mum Hala)
Aziz Nesin (Mum Hala)
Tembellerin çalışma günü yarındır. Vakıf çocuklarına öğütlerinden. “nesinvakfı.org”
***
HEPSİ AYNI
Kaç sevgiliyi sonuncu saydıysam
Hepsi de aynı kadındı
Bilmiyorlardı kendilerini
Ama ben biliyordum
Çünkü hep aynı bendim.
Kaç kadını seviyorum dedimse
Hepsi de aynı kadındı
Bilmiyorlardı birbirlerini
Ama ben biliyordum
Çünkü hepsini seviyordum.
Kaç kadın ihanet ettiyse
Hepsi de aynı kadındı
Bilmiyorlardı kaç yaram olduğunu
Ama ben biliyordum
Çünkü vurulan hep bendim.
Aziz Nesin
*****
ÇAPKIN HİKAYE
Mayıs ayı girince, çalıştığım derginin sekreteri,
- Artık yaz geldi, çapkın hikaye yaz dedi.
Hiç bozuntuya vermedim, başüstüne! dedim.
Kendi kendime, çapkın hikaye nasıl olur diye düşündüm.
Bir hafta sonra sekreter,
- Çapkın hikaye yazdın mı, dedi.
- Unutmuşum, haftaya yazarım, dedim.
Unuta unuta mayısı atlattım, haziran girince sekreter iyice kızdı.
Temmuzda da,
- Bana bak, yazacaksan yaz, yazmayacaksan söyle başkasına yazdıralım, deyince
hem şerefi kurtarmak, hem de geçim derdi uğruna çapkın hikaye yazmaya karar
verdim.
*
Çapkın hikaye, çapkın hikaye… İlkin bir konu bulmalı. İçinde kadın olmalı. Kadın değil, fıstık gibi, ilik gibi bir karı olmalı.
Üçüncü gün hikayeyi sekretere götürdüm.
Sekreter memnun,
-Oku bakalım! dedi. Başladım okumaya:
“ Kadıköy vapurunda, her zamanki gibi güvertede oturuyorum. İskelede yerli malı bir sarışın bomba. Yaklaştım,
- Benimle plaja gelir misin? diye sordum.
- Anlaşırsak gelirim, diye cilvelendi. Pazarlığa başladık, elli lira istedi.
- Çok, dedim,
- Neresi çok, dedi, bu zamanda hayat pahalı… Bir ruj onaltı lira. Domates şu kadar.”
Sekreter bomba gibi patladı.
- Bu ne biçim çapkın hikaye, olmamış, halk zaten sıkıntıda, sen tutmuş, hikayenin en tatlı yerinde zırvalamışsın.
*
Canım sıkıldı. Eve kapandım, bu kez hikayeme öyle yoksul yoksun kızları almayacaktım. Şöyle zengin bir sosyete karısı… Hikaye benim değil mi, istediğimi seçerim, keyif benim.
Esaslı bir çapkın hikaye yazdım.
Sekreter
- Oku, dedi.
Başladım okumaya.
“Salondan hafif bir müzik sesi geliyordu, biz Süheyla ile balkondaydık. Başını omuzuma yasladı. Onu kendime çektim.
- Kocam görür, aman, dedi. Ben de
- Niçin bu kozalak herifle evlendin diye sordum.
- Ah, sorma, dedi. Nasıl evlenmeyeyim. Bu zamanda kolay mı şekerim, parasızlıktan mecbur kaldım, dedi.”
Sekreter
- Yine olmamış, işi tatlı yerinden alsana, sen laf anlamıyorsun dedi.
*
Çapkın hikaye uğruna ekmeğimden, mesleğimden olacağım. Beğendirmek amacıyla bir haftada yeni bir hikaye daha yazdım. Gidip sekretere okudum:
“Plajdaki kabinin budak deliğine gözümü uydurdum. Genç kız çırılçıplaktı. Adam da soyundu. Sonra erkek benim gözetleme deliğime geldi.
- Arkadaş, dedi, vaktin doldu, iki buçuk liraya beş dakika. Bundan sonrasını seyredeceksen beş lira alırım.
- Aman, dedim, param yok. Gel sen dışarıya, ben içeriye gireyim. Sen bizi seyret. Bu kez o gözetleme deliğine geçti, ben kabine girdim.”
Sekreter
-Olağanüstü güzel, sonra ne yaptınız? dedi.
-Siz, dedim, bir hikayeye elli lira vermiyor musunuz? Bana yirmibeş lira verin, hikayemin buraya kadar olan bölümünü koyun dergiye. Çünkü bundan sonra kız,
- Bu kadar çalışıyorum, yine de geçinemiyorum. Hasta çocuğumun ilacını alamıyorum, deyip başladı ağlamaya. Vallahi kabahat benim değil.
- Sus kız hikayeyi berbat ettin, sekreter yine bana darılacak dedim.
- Sen karışma, ben ağlayacağım dedi.
Aziz Nesin “Kısaltılmıştır”
2 yorum:
çok değişik bir yazı stilin var.. farklı konular içeren ve de kısa olsa da doyurucu.. Resim bir harika!! haa bir de hayrettir briç yazın niye yok diye merak ettim.. yoksa briçi sevmeye mi başladım allah etmeye!! :)))
Merhaba,
Her zamanki gibi güzel derlemeler yaptınız. Aziz Nesin bütün zamanların yazarı. Bugün de yararlanıyoruz ondan.
Hayırlı günler dileğiyle.
Yorum Gönder