14 Mart 2012 Çarşamba

Müziğin Büyüsü


Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil,
rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir.  
Cicero
**
GÜLÜMSEYEN ŞİİR
Yalnız güneş gökyüzü denizinde
çimen iteliyor solgun yaprakları köşeye
iplerde dans eden çoraplar
*
Seksek çiziliyor ustaca kaldırımlara
sallıyor ipi çocuklar daha önceki çocukları
çocukların çocuklarının çocuklarının çocuklarının.
*
Geçiyor ürkekçe Hamlet
kaldırarak özenle ayaklarını
çiğnememek için çizgileri
*
Yüksek sesle buldu ispinoz kuşu
kaybolmamış melodiyi
koparıyorum sevdiğimin güneşten olgunlaşmış çoraplarını
*
Olmak
Olmayı bilmek
*
Eğer bir şiir gülümseyebilirse
*
[”Chagall ve Akrep Dansı” ’ndan (1991) ]
Benny Andersen (d.1929, Danimarka) çeviren: İsmail Haydar Aksoy
**
MÜZİĞİN BÜYÜSÜ
* İnsanoğlu müziğin büyüsüyle insanlaştı.
* Bazı şarkılar hüzün, bazıları mutluluk verir. Müzik insanoğlunun geliştirmiş olduğu sanatların en ilgincidir. Resim, şiir, heykeltıraşlığın aksine dünyayı temsil etmez.
* Müzik özünde matematiktir, frekansları fiziksel kurallara göre üst üste binen hesaplanabilir hava 
titreşimleri. Buna rağmen matematiğin duygulara dönüşmesi gibi bir mucize gerçekleşir.
* Müzik derinden etkileyebilir. Hiçbir insan müziğin büyüsüne karşı duramaz. Seslerin birbirini izlemesi ne kadar anlamsız olursa olsun hiçbir kültür müzikten yoksun değildir. Endonezyalıların Gamelan müziği olsun, Sibirya'daki Tuva göçerlerinin çift tonlu nakaratları ya da Maria Callas'ın sopranosu olsun. Müzik ahenkli, kışkırtıcı ve büyüleyicidir. 
* Müzik doğanın kültüre dönüşmüş halidir. İçi boş bir kütüğün sesi, rüzgarın ıslığı, düşen bir taşın çıkardığı ses bile insanoğlunun müziği ne şekilde algıladığını ve yorumladığını açıklıyor. 
*  Melodiler ve ritimler üzüntü, sevinç ve özlemlerin işlenmesinden sorumlu beyin bölgelerini etkiler.
*  Pitagoras, İ.Ö. 500 yılında ilginç bir biçimde matematik ve müzik arasındaki bağlantıyı  ilk kez ortaya koyan kişidir. 
* Nerede çalınırsa çalınsın, müzik her zaman Leo Tolstoy'un  "Duyguların özeti" olarak tanımladığı şeydir. "Chopin'i çaldıktan sonra sanki hiç işlemediğim günahlar için ağladığımı, yaşamadığım trajediler için üzüldüğümü hissettim" demişti Oscar Wilde. Thomas Mann'ı büyüleyen ise Beethoven'in 32 numaralı mi minör Op. 111 piyano sonatındaki son notaydı. Yalnızca fa'nın önüne gelen bir do diyez "Doktor Faust" romanındaki  Wendelll Kretzschmar'ı kendinden geçirir.  Rachmaninow'un ikinci piyano konçertosu aşk acısına iyi geliyor. Mozart'ın si minör senfonisi neşeli bir heyecan yaratıyor. Bach'ın büyüleyiciliği eserlerindeki dahiyane matematik düzeninin sonucu olarak yorumlanır.
*  David Huron, müziğin insanları bir araya  getirdiği için geliştiğine inanıyor. Japon evrim araştırmacısı Hajime Fukui müziğin sosyalleşmede önemli bir araç olduğunu söylüyor. İlk insanlar dilin ortaya çıkmasından önce olasılıkla basit şarkılarla iletişim kuruyorlardı diyor Altenmüller. Psikolog Kölsch ise biraz daha ileri giderek : " Doğru dürüst müzik bilgisi olmadan konuşmayı öğrenemezdik" diyor. 
' cumhuriyet 20.09.2003'

2 yorum:

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,
Müziğin önemini bilmeme rağmen, müzikle ilgili yayınları okumama rağmen, maalesef müzikten anlayamıyorum.
Müziğin Büyüsü başlıklı yazıyı okuduktan sonra müziğe zaman ayırmaya karar verdim.
Bu demektir ki blog çalışmalarınız yararlı oluyor. Başarılarının devamını dilerim.

gülsen VAROL dedi ki...

Office Word dosyalarımın bir bölümü senin bloğundan yaptığım alıntılarla dolu sevgili Alizafer.. Oraya aktardıklarımı zaman zaman tam öğrenebilmek veya bildiğimi zannettiklerimi sindirebilmek için tekrar tekrar okurum..
İnsanda, bilgiye saygı, sanata hayranlık duyguları uyandırman ne doyumsuz bir haz.. Teşekkürlerimle.