el manicero. bailand
***
Dünyada hiçbir
şey, karşısındakini
kandırdığını sanan bir budalanın sevinci kadar komik değildir. Haldun Taner
***
DİL VE KİMLİK
Dil, kimilerinin düşündüğünün tersine, üst
yapı kurumu değildir, alt yapı kurumudur,
kimliğimizin, kişiliğimizin derin
yapısıdır.
*
Dil Devrimi, aydının, yazarın, bilim adamının
dilini üstlenmesi; tıpkı “bu ülke benim ülkemdir, bu ulus benim
ulusumdur” dediği gibi, “bu dil benim dilimdir”, demesi; tıpkı kendi
koşulunu, kendi kimliğini benimsediği gibi, bu koşulu ve bu kimliğin temel
taşını oluşturan dilini de benimsemesidir.
*
Osmanlı aydını bizim ulusal kimliğimize ve
ulusal dilimize öylesi yabancıdır ki Türkçenin, yani halkımızın yüzyıllardır
konuştuğu, yaşamında, deyişlerinde, türkülerinde, ağıtlarında, masallarında
incelikle işleyip geliştirdiği dilin ekin dili olarak benimsenmesine aynı
halkın kendi diline, kendi ekinine, kendi tarihine yabancılaştırılması
biçiminde açıklar, dilimizin yapısı içinde sırıtan, halka ulaştıkları da çok
tartışmalı olan yabancı öğelerin yerine Türkçelerinin konulmasına ya da
gereksinim duyulan sözcüklerin Türkçe köklerden üretilmesine yozlaşma ve
yoksullaşma sayar. 26 Eylül 1932’den sonra, birkaç ay içinde derlenen yüz
otuz bin fiş, Türk Dil Kurumu’nca başarıyla hazırlanan on bir ciltlik Derleme
Sözlüğü karşısında dudak büker. Türkçenin “halkın konuştuğu dile
yakıştırılması” ndan yakınanlar bile çıkar aralarından.
*
Sorunun bir kimlik sorunu olduğu kesin;
ister dil alanında olsun, ister düşün alanında, ister toplumsal yaşamın başka
katmanlarında, yabancılaşma ve yozlaşmanın bu sorundan kaynaklandığı da kesin.
Kimileri sorunu tersinden gösteriyor, Dil Devrimi ırkçı yönelimlerle değil,
insanca, alçak gönüllülükle, başka türlüsü gülünç ve saçma olduğu için, ulusal
kimliğimizin üstlenmesiyle özdeşleşti, bu nedenle de yaratıcı ve
zenginleştirici oldu. Buna karşılık, kimi zaman gizliden gizliye, kimi zaman
açıktan açığa, kimi zaman bilinçle, kimi zaman bilmeden, kendi gerçek kimliğini
bir türlü benimseyemeyen aydınlar, yazarlar, bilim adamları, politikacılar
ister istemez yoksullaşmanın, yozlaşmanın, yabancılaşmanın öncülüğünü yaptılar.
Tahsin Yücel,
Cumhuriyet Gazetesi, 26 Eylül 1993 - Kısaltılmıştır.
***
AYRILIKTA SÖYLENMİŞ BİR YAZ TÜRKÜSÜ
Gözlerine bakar ağlar
Bu son şarkı
Son umut
*
Gitme hep burada kal
Bizimle kal bu kıyıda
Her yanına dokundum bakışının
Her yerini tanıdım göklerinin
Gün boyu sende uçtum
Dinlendim dallarında
Atlılar gibi yoruldum yanında
Uyudum
*
Ölür kıyı ölür yazlar
Alır götürür karakış
Her bahar her umuda zorunlu mu
Neden yolcusun bu kadar
Gideceksen
Al götür umudumu
Al götür sonuna kadar
Afşar Timuçin
***
ZAFER EN AZ HATA YAPANINDIR
AYRILIKTA SÖYLENMİŞ BİR YAZ TÜRKÜSÜ
Gözlerine bakar ağlar
Bu son şarkı
Son umut
*
Gitme hep burada kal
Bizimle kal bu kıyıda
Her yanına dokundum bakışının
Her yerini tanıdım göklerinin
Gün boyu sende uçtum
Dinlendim dallarında
Atlılar gibi yoruldum yanında
Uyudum
*
Ölür kıyı ölür yazlar
Alır götürür karakış
Her bahar her umuda zorunlu mu
Neden yolcusun bu kadar
Gideceksen
Al götür umudumu
Al götür sonuna kadar
Afşar Timuçin
***
ZAFER EN AZ HATA YAPANINDIR
Pik. 98
Kör. AD964
Karo. V72
Trefl. 652
Zonsuz, dağıtan güney
Güney ... Kuzey
1NT ... 3NT
Bu elde ikilide veya başka bir oyunda da doğru atak konusunda hiç şüphe yoktur. Dördüncü kör genellikle karlı çıkacaktır.
Herkes kör dörtlüsünü çıkacağı için siz top almak maksadıyla başka bir atak deneyebilirsiniz. Pik dokuzlu da olabilir.
*
Belki deklaranın kafadan sekiz lövesi vardır ve kör atağı ona dokuzuncu löveyi hediye eder. Alternatif olarak siz ortağın antresini bulursunuz ve V10x ten kör dönüşü ile kontratı iki batırırsınız. Bu iki durumun da olma ihtimali çok azdır ama sürüyü takip ederek top alma şansınız yoktur.
*
Bu oyun tarzının ikilide kazanma stratejisinin tamamen tersi olduğunu kabul etmek çok önemlidir. Ancak gerçek çaresiz durumlar için saklanmalıdır. Bu halde dahi top için saldırınca genellikle kaybedersiniz ve bundan dolayı daha düşük bir pozisyonda bitirirsiniz. Nadiren her şey cuk oturursa, kendinizi en tepeye çıkarabilirsiniz.
*
‘Saldırma’nın, şansa göre rakiplere top veya sıfır dağıtmak olduğunu unutmayın.
Diğer
oyuncuların hakkını yememek için kazanma şansı olmayan oyuncuların
saldırma yapmamaları gerekir. Her zaman yeteri kadar şaşırtıcı sonuçlar
ortalıkta dolaşır.
Bir
de gereksiz yere saldırma yaparak bunları arttırmanın manası yoktur.
*
İkili stratejisi için son bir tavsiye olarak, iyi netice almaya başlamanın en hızlı yolunun pasif yaklaşımı benimsemek olduğunu belirtmek isterim.
*
“Sıfırları önlerseniz toplar kendisi gelir” ifadesi çok mantıklıdır.
*
İkili stratejisi için son bir tavsiye olarak, iyi netice almaya başlamanın en hızlı yolunun pasif yaklaşımı benimsemek olduğunu belirtmek isterim.
*
“Sıfırları önlerseniz toplar kendisi gelir” ifadesi çok mantıklıdır.
Hatalarınızı
azaltmaya gayret ederseniz rakipleriniz size rağmen top alamazlar. En çok kendi
yaptığınız hatalar sizin skorunuza ve moralinize zarar verir.
*
Her oyunda zafer en az hata yapanındır.
*
Her oyunda zafer en az hata yapanındır.
http://zafer-ikiliturnuva.blogspot.com/ a teşekkürler.
1 yorum:
Afşar Timuçin ne güzel söylemiş.. Sayfanızda, birbirinden değerli bu güzel seçkilerin esintileriyle gezinmek iyi geldi.. Teşekkür ederim.
Yorum Gönder