S.
Rachmaninov - V. Gryaznov. Italian Polka
***
TİYATRONUN
DEĞERİ
Muhsin Ertuğrul
Bu gün asfalt yolda eskisinden daha çabuk gidiyor, kat üstüne katlar ekliyor,
denizin altında yüzüyor, göklerin üstünde uçuyorsak bunlar birer ilerlemedir.
Ama bunların topu birden bizi insan yapmaz. Bizi kötülükten, çirkinlikten,
kabalıktan kurtaran, insan yapan "eğitim" dir.
*
İnsanoğlu yeryüzünü gezdikçe, toprağı kazdıkça geçmiş uygarlıkların izini buluyor. Hepsinde tiyatro başta geliyor. Eski Yunan'da Arkadia'nın başkenti olan 70.000 kişilik Megalopolis'te 40.000 kişi için tiyatro vardı. Bugün Yunanistan'da hala kullanılan55 basamaklı Epidauros tiyatrosu 14.000 kişi alır. Bergama'da, Virankapı'daki Roma tiyatrosu 30.000 kişiliktir. Tellidere'deki tiyatro 50.000 kişi içindir. Dünyanın en dik tiyatrosu sayılan Bergama tiyatrosu 15.000 kişi alır. Asklepion'daki tiyatro 4.500 hastaya ayrılmıştır.Bergama'nın nüfusu160.000 iken100.00o kişi alan 4 tiyatrosu varmış.
*
Almanlar yakılıp yıkılan şehirlerinde hastaneden, üniversiteden, tapınaktan, okuldan önce, on beş yılda tam yüz yeni tiyatro yaptılar.
*
Hastane gövdelerin, tiyatro ruhların şifa kaynağıdır. Ruhsuz adam bir kalıptır. Düşünmekten, duymaktan, insanlıktan, iyi ve kötüyü ayırtetmekten uzak bir kalıp! En korkunç suçları işleyenler hep bu ruhsuz kalıplardır. Çevremizi karartan, eğitim ışığına varamamış bu sakat ruhlardır.
*
Tiyatro okul kadar, hastane kadar önemlidir. Gövde hastası ölür, ruh hastası öldürür. Ömrü boyunca tiyatrosuz kalan bir toplum, önce dilini yitirir, geleneğini unutur, sonra bütün bağları çözülür, sokağa düşer. En büyük kötülük birbirimizden ayrıldığımız gün başlar.
*
Tiyatronun en büyük gücü "söz"dedir. Üstün insanlardan bize kalan tek düşünce anıtı, bu granit kelimelerle örülmüştür. İnsanlığın sesi, tiyatroda duyulan sözlerle kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa geçer, geleceğe armağan kalır. Tiyatroda seyircinin kana kana içeceği bu söz yağmurudur; ruhları yıkayan bu söz tufanıdır.
Bir toplumun kültür ölçüsü tiyatrosudur.
İnsanoğlu yeryüzünü gezdikçe, toprağı kazdıkça geçmiş uygarlıkların izini buluyor. Hepsinde tiyatro başta geliyor. Eski Yunan'da Arkadia'nın başkenti olan 70.000 kişilik Megalopolis'te 40.000 kişi için tiyatro vardı. Bugün Yunanistan'da hala kullanılan55 basamaklı Epidauros tiyatrosu 14.000 kişi alır. Bergama'da, Virankapı'daki Roma tiyatrosu 30.000 kişiliktir. Tellidere'deki tiyatro 50.000 kişi içindir. Dünyanın en dik tiyatrosu sayılan Bergama tiyatrosu 15.000 kişi alır. Asklepion'daki tiyatro 4.500 hastaya ayrılmıştır.Bergama'nın nüfusu160.000 iken100.00o kişi alan 4 tiyatrosu varmış.
*
Almanlar yakılıp yıkılan şehirlerinde hastaneden, üniversiteden, tapınaktan, okuldan önce, on beş yılda tam yüz yeni tiyatro yaptılar.
*
Hastane gövdelerin, tiyatro ruhların şifa kaynağıdır. Ruhsuz adam bir kalıptır. Düşünmekten, duymaktan, insanlıktan, iyi ve kötüyü ayırtetmekten uzak bir kalıp! En korkunç suçları işleyenler hep bu ruhsuz kalıplardır. Çevremizi karartan, eğitim ışığına varamamış bu sakat ruhlardır.
*
Tiyatro okul kadar, hastane kadar önemlidir. Gövde hastası ölür, ruh hastası öldürür. Ömrü boyunca tiyatrosuz kalan bir toplum, önce dilini yitirir, geleneğini unutur, sonra bütün bağları çözülür, sokağa düşer. En büyük kötülük birbirimizden ayrıldığımız gün başlar.
*
Tiyatronun en büyük gücü "söz"dedir. Üstün insanlardan bize kalan tek düşünce anıtı, bu granit kelimelerle örülmüştür. İnsanlığın sesi, tiyatroda duyulan sözlerle kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa geçer, geleceğe armağan kalır. Tiyatroda seyircinin kana kana içeceği bu söz yağmurudur; ruhları yıkayan bu söz tufanıdır.
Bir toplumun kültür ölçüsü tiyatrosudur.
***
YADSIMA
YADSIMA
Bir güvercin gibi ak
o gizli kıyıda
susadık öğle üzeri:
ama tuzluydu sular.
Sarı kumların üstüne
adını yazdık onun,
ama bir rüzgâr esti denizden
ve silindi yazılar.
Nasıl bir ruh, bir yürek,
nasıl bir istek ve tutkuyla
yaşadık: yanılmışız!
Değiştirdik öyle yaşamayı.
Yorgo SEFERIS - Çeviri. Cevap Çapan
***
OYUN SIRASINDA
ORTAĞINIZ İLE TARTIŞMAYIN!
Kitty
Munson
(Genel Öneri)
Oyun bitmiştir ve işler kötü gitmiştir. Ortağınıza, kaç
kere “neden … oynadın?” diye sorduğunuz ve cevap olarak “deklaranda … olsa
idi batardı!” ya da “sen 7 yerine 6 koysa idin, yanlış anlamazdım!” gibi
sözleri duyduğunuz olmuştur. Yavaş yavaş ortağınız ile aranızdaki gerilim
yükselir. Acaba bir sonraki el ne kadar başarılı olacaksınız?
Ortağınıza eli yere açarken, “…. yerine …. dese
idim, bende ekstra değerler olduğunu anlar mıydın?” diye sorarsanız ya da
deklarasyon ile ilgili bir soru ortağınızın konsantrasyonunu bozacak ve artık
geri dönüşü olmayan “hangisi doğru?” sorusu ile boşuna kafasını meşgul
edecektir.
Size tavsiyem “Oyun sırasında ortağınız ile tartışmayın”.
Oyun sırasında yapacağınız analizleri ve yorumları daha sonraya bırakmak oyunun
kalitesini artıracaktır. Ortağınız ile tartışmak istediğiniz konuları oyundan
sonraya bırakın.
1989 dünya şampiyonasında ortağım Margie ile ben,
deklarasyondaki ciddi yanlış anlamalardan ötürü rakiplerimizden 17 IMP
kazanacağımıza 15 IMP vermiştik. Bir kelime bile konuşmadan hemen bir sonraki
borda geçtik.
Kimse Zonda değil
____________Kuzey:
____________♠ R6
____________♥ AV
____________♦ A95
____________♣ RVT432
____________♠ R6
____________♥ AV
____________♦ A95
____________♣ RVT432
Batı:
Doğu:
♠ ADT8 ♠ 2
♥ R432 ♥ T765
♦ DV86 ♦ RT742
♣ 9 ♣ D75
♠ ADT8 ♠ 2
♥ R432 ♥ T765
♦ DV86 ♦ RT742
♣ 9 ♣ D75
____________Güney:
____________♠ V97543
____________♥ D98
____________♦ 3
____________♣ A86
____________♠ V97543
____________♥ D98
____________♦ 3
____________♣ A86
Güney
Doğu Kuzey Batı
Pas
1♦
2♣ 3♦
3♠
Pas 4♠
DBL
H.Pas
Ben Batı olarak pas demek ile oyun açmak arasında
zorlandım. Ortağım hemen preemptive 3 Karoya yükseldi. Bu noktadan sonra
rakiplerimizin partskorda durmaları çok zor idi! Sonunda garanti 5 Trefl
kontratı yerine, konturlu 4 Pike kontratına gelmiş oldular.
Karo Dam atağını As ile alan Güney, Trefl As ve ♣6
oynadı. Burada boşlamak mı doğru yoksa kozlayıp Köre dönmek mi doğru diye
uzunca düşündüm. Aslında her iki oyunda +200 getiriyormuş.
Turnuvada bir tek konturlu 4 Piki Gabriel Chagas
başarmıştı! Şöyle oynamıştı, atağı Karo As ile alıp, elden ikinci Karoya
çakmıştı. Sonra yere doğru Pik oynayıp, Batı boşlayınca Rua ile almıştı.
♣R ile eli alırken Batıdan düşen ♣9 fark etti ve yerden küçük Trefl oynayıp
elden ♣8 koydu. Batı çakıp Kör oynadı. Yerin Valesi kazandı. Chagas tekrar
Trefl oynadı. Artık defans sadece 3 koz alabiliyordu.
Ben masada bu tarz bir oyuna karşı da defans planı
hazırlamıştım. Üçüncü el Pik As ile eli alıp Kör oynamak! Trefle çakınca tekrar
Kör oynayıp Ası düşürmek. Bir kez daha Trefl çakınca, Kör Rua oynamak. Deklaran
yerden Rua ile çakmak zorunda idi ve benim dördüncü kozum da iş yapar hale
gelecekti!
Sakin ve konsantre oynanması gereken bir eldi! İyi ki biz
bir önceki eldeki hatamızı tartışmaya girişmemiştik!
Kaynak
Halim Hanyaloğlu’na teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder