Antonin Dvorak: Humoresque Op. 101
No. 7
*****Hiçbir güç,
sizi düşmanınızla dostunuzun
birlikte çalışması kadar sarsamaz.
Biri hakkınızda iftiralar yayarken
öteki haberi kulağınıza ulaştırır.
Mark Twain
***
GÜN DOĞUYOR
Dili çözülüyor gecelerin.
Gölgeler kaçışıyor derine
Alıp sihrini bilmecelerin:
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Korkarak şeklalıyor bacalar,
Gün doğuyor şehrin üzerine;
Dalıyorlar günün gözlerine
Gözleri uykulu atmacalar.
Sallayarak dallarını kavak
Yükseliyor her günkü yerine,
Gün doğuyor şehrin üzerine
Mavi bir ışıkla ağararak.
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Renk renk hacimle doluyor her yer.
Bakıyor dağınık yüzlü evler
Hala yanan sokak fenerine.
Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Bembeyaz gece çiçeklerine
Sabahla düşüyor bir damla yaş.
Ve bir deniz hücumu halinde
Gün doğuyor şehrin üzerinde...
Orhan Veli Kanık 1914 - 1950
*****
KAFAM KARIŞIK
Sizin de kafanızın karışık olduğu zamanlar muhakkak olmuştur. Hani
zihninizde çözüm bekleyen bir sorun vardır ama siz henüz hangi çözümün doğru
olacağına karar verememişsinizdir. Konu zamana da bağlı değilse yani bir zaman
sıkışması yaşamıyorsanız zihninizdeki bu sorun günler boyu bir kenarda durur,
sık sık su üstüne çıkar ben buradayım beni unutma haa der. Kimi zaman
uykularınızı kaçırır kimi zamanda rüyalarınıza malzeme olur.
*
Bir kaç gündür ben de benzer bir durumla karşı karşıyayım.
Birisine bir şey söyleyeceğim, yanına gittiğimde unutup başka şeylerden söz ediyorum. İşe götürmem gereken üç evrak var, işe gittiğimde birisi eksik. Sevdiğim ve önemsediğim bir arkadaşımın yaş günü geçmiş neden sonra aklıma geliyor.
Böyle zamanlarda briç oynamak da insanı zorluyor, çıkan kartlara yeterince dikkat etmiyorsunuz. Bazı konvansiyonlar insanın aklında yanlış yer etmiş oluyor, aaa böyle oynuyorduk sanmıştım diyorsunuz. Gidilmeyecek ama olması olasılığı olan bir şilemde buluyorsunuz kendinizi ama hiçbir empasınız geçmiyor batıyorsunuz, buna karşılık rakipleriniz yanlış bir kontrata geldiklerinde her şey onların istediği gibi dağılıp bir de o imkansız kontratı yapıyorlar. Sonuçta oyun dengeniz etkileniyor kötü kontratlarını kontr edip cezalandıracağınıza pas diyerek verilene rıza gösteriyorsunuz. Sanırım bu tür durumlar konsantrasyonla ilgili durumlar.
Zihnimiz bulanıksa oyun konsantrasyonumuz bölünüyor, parçalanıyor, alışık olduğumuz seviyelere çıkaramıyoruz.
Birisine bir şey söyleyeceğim, yanına gittiğimde unutup başka şeylerden söz ediyorum. İşe götürmem gereken üç evrak var, işe gittiğimde birisi eksik. Sevdiğim ve önemsediğim bir arkadaşımın yaş günü geçmiş neden sonra aklıma geliyor.
Böyle zamanlarda briç oynamak da insanı zorluyor, çıkan kartlara yeterince dikkat etmiyorsunuz. Bazı konvansiyonlar insanın aklında yanlış yer etmiş oluyor, aaa böyle oynuyorduk sanmıştım diyorsunuz. Gidilmeyecek ama olması olasılığı olan bir şilemde buluyorsunuz kendinizi ama hiçbir empasınız geçmiyor batıyorsunuz, buna karşılık rakipleriniz yanlış bir kontrata geldiklerinde her şey onların istediği gibi dağılıp bir de o imkansız kontratı yapıyorlar. Sonuçta oyun dengeniz etkileniyor kötü kontratlarını kontr edip cezalandıracağınıza pas diyerek verilene rıza gösteriyorsunuz. Sanırım bu tür durumlar konsantrasyonla ilgili durumlar.
Zihnimiz bulanıksa oyun konsantrasyonumuz bölünüyor, parçalanıyor, alışık olduğumuz seviyelere çıkaramıyoruz.
*
Bu konuyu Amerikan bayan milli
takım oyuncusu Kate Mc Callum’la konuşmuştum. Bana kendisinin şöyle bir çözümü
olduğunu söylemişti.
Bu durumu hissettiğinde bir mola veya izin alıyormuş, gözlerini kapatıp kendisinin çok mutlu ve başarılı olduğu bir anısına odaklanıyormuş. O anı yeniden yaşarken o anın duygularını da yaşamağa gayret ediyormuş, içindeki coşkuyu yeniden taşırmaya çalışırken, başarmanın getirdiği gururu ve özgüveni hissetmeye çalışıyormuş. Bu duygu yoğunluğuna ulaşabilirse kafasındaki çeşitli sorunlar arka plana atılıyor, yeniden masaya döndüğünde konsantrasyonunu yükselmiş bulabiliyormuş.
Ben de deneyeceğim bakalım becerebilecek miyim?
29 Nisan 2007 Faik Falay Cumhuriyet
Bu durumu hissettiğinde bir mola veya izin alıyormuş, gözlerini kapatıp kendisinin çok mutlu ve başarılı olduğu bir anısına odaklanıyormuş. O anı yeniden yaşarken o anın duygularını da yaşamağa gayret ediyormuş, içindeki coşkuyu yeniden taşırmaya çalışırken, başarmanın getirdiği gururu ve özgüveni hissetmeye çalışıyormuş. Bu duygu yoğunluğuna ulaşabilirse kafasındaki çeşitli sorunlar arka plana atılıyor, yeniden masaya döndüğünde konsantrasyonunu yükselmiş bulabiliyormuş.
Ben de deneyeceğim bakalım becerebilecek miyim?
29 Nisan 2007 Faik Falay Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder