DÜĞÜN
Bir keresinde zoe
ile birlikte hastalarından birinin düğününe gitmiştik. Yahudi düğünüydü ve daha
önce hiç görmediğim takılarla ve tanık olmadığım geleneklerle, bilmediğim bir
dildeki dualarla gerçekten çok güzeldi. Gelinle damat bir gölgeliğin altında
durmuştu.
Törende haham, damada dönüp peçeteye sarılı bir şarap bardağını ayağıyla ezmesini söylemişti. "evliliğiniz, bu parçaları birleştirmek için gereken süre kadar uzun sürsün." demişti. Sonra herkes yeni evli çifti kutlarken oraya gitmiş ve çimenlerin üstünde duran peçetenin içinden küçük bir cam parçası almıştım. Eve dönerken o parçayı okyanusa atmıştım; böylece bardak bir daha asla tekrar birleştirilemeyecek ve o çift sonsuza dek ayrılmayacaktı.
***
Basit yaşayacaksın.
Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
rakamların veremediği mutluluğu.
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
iki harekette soyunuvereceksin.
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
bakışların bile anlatabilecek kendini.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...
Yalçın ERGİR
Atak kör vale
Kuzey 6 pike yükselir.
Güney elden dam ile alır, koz AR’sını çeker, yere körle geçer.
Son kör onörüne elden bir trefl boşaltır.
Küçük karo çevirip rua empası yapar.
Batı rua ile alıp karo dönünce dekleran trefl kaybını önleyemez ve batar.
Bu oyunda direk empasın yanında bir de “indirekt empası” vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder